Türkiye ekonomisinde son yıllarda derinleşen yüksek enflasyon, faiz baskısı ve maliyet artışları, binlerce şirketi varlık-yokluk sınırına sürükledi. Özellikle konkordato ve iflas başvurularında yaşanan hızlı yükseliş, iş dünyasında alarm zillerinin çaldığını gösteriyor. DW Türkçe’nin aktardığı verilere göre, 2024 yılında toplam 3 bin 497 konkordato başvurusu yapılırken, 2025’in yalnızca ilk yedi ayında bu sayı 3 bin 474’e ulaştı. Pan Ayakkabı, Gülhanlar Güven Gıda ve GreenX Kozmetik gibi köklü şirketler dahi bu süreçten kaçamadı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin istatistikleri, kapanan şirket sayısında yüzde 11,8’lik artış yaşandığını, aynı dönemde kurulan şirketlerin ise azaldığını ortaya koydu. İcra-iflas dosyalarının 25 milyona yaklaşması, sorunların yalnızca ticaret değil toplumsal ölçekte de ciddi riskler barındırdığını gözler önüne seriyor.

İş Dünyasından Acil Destek Çağrısı

Artan iflas dalgası, iş dünyası liderlerini de hükümete karşı daha yüksek sesle konuşmaya itti. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, sanayinin temel sorunlarının kârsızlıktan kaynaklandığını vurguladı. Bahçıvan, üretimin sürdürülebilirliği için kredi musluklarının açılması gerektiğini dile getirdi. Sektör temsilcileri, enerji ve hammadde maliyetlerinin baskısı altında nefes almakta zorlandıklarını, mevcut şartlarda birçok fabrikanın ayakta kalamayacağını belirtiyor. Ekonomi yönetiminin yeni bir kredi paketi hazırlığında olduğu konuşulsa da, şirketler zamanla yarıştıklarını ve somut adımların bir an önce atılması gerektiğini söylüyor. Uzmanlara göre, acil önlem alınmadığı takdirde, Türkiye’nin reel sektöründe daha büyük bir iflas fırtınası yaşanması kaçınılmaz olabilir.