Bugünün Haberi
28 Nisan 2025, 21:30
18
(Güncellendi: 28 Nisan 2025, 21:30)

Depremin Psikolojik İzleri: Hayalet Deprem Sendromu Nedir

Depremler, yalnızca fiziksel yıkımlara yol açmakla kalmayıp, insan psikolojisi üzerinde de derin ve kalıcı etkiler bırakabiliyor.
Depremin Psikolojik İzleri: Hayalet Deprem Sendromu Nedir

Son dönemde yaşanan sarsıntılarla birlikte sıkça duyulan "hayalet deprem sendromu" ise bu psikolojik hasarlardan biri olarak öne çıkıyor. Peki, hayalet deprem sendromu tam olarak nedir ve belirtileri nelerdir?

Hayalet Deprem Sendromu Nedir?

Hayalet deprem sendromu, gerçekte bir deprem olmamasına rağmen kişinin sallantı veya titreme hissi yaşaması durumudur. Deprem travması yaşayan bireylerde, beynin sürekli tetikte kalması ve olası bir tehlikeye karşı hassasiyet geliştirmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bu durum, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilecek kaygı ve huzursuzluk hissine neden olabilir.

Hayalet Deprem Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

Hayalet deprem sendromunun yaygın belirtileri şunlardır:

  • Sürekli sallanma veya titreme hissi
  • Denge kaybı veya baş dönmesi
  • Mide bulantısı
  • Uyku sorunları
  • Aşırı kaygı ve panik hali
  • Deprem anını tekrar tekrar hatırlama (flashback)
  • Günlük aktivitelerde odaklanma güçlüğü

Ne Zaman Uzman Desteği Alınmalı?

Hayalet deprem hissi genellikle geçici bir durum olsa da, aşağıdaki durumlarda bir uzmana başvurmak önemlidir:

  • Sallanma hissinin günlük yaşamı olumsuz etkilemesi
  • Uyku düzeninde bozulmalar yaşanması


Media content
  • Sürekli endişe ve panik halinin devam etmesi
  • Fiziksel belirtilerin (çarpıntı, nefes darlığı vb.) eşlik etmesi
  • Deprem travmasının etkilerinin azalmaması
17 Temmuz 2025, 23:31
4

Antikoagülan Nedir? Kalp ve Damar Hastaları! Antikoagülan İlaçlar Hayat Kurtarıyor

Antikoagülan ilaçlar nedir, nasıl kullanılır? Kalp hastalıklarında hayat kurtaran bu ilaçların doğru kullanımı ve yan etkileriyle ilgili tüm detaylar haberimizde.
Antikoagülan Nedir? Kalp ve Damar Hastaları! Antikoagülan İlaçlar Hayat Kurtarıyor

Son dönemde özellikle kalp ve damar hastalıklarıyla mücadele eden bireylerde yaygın şekilde kullanılan antikoagülan ilaçlar, kan pıhtılaşmasını önleyerek hayati riskleri en aza indiriyor. Peki, antikoagülan nedir ve hangi durumlarda kullanılıyor?

Uzmanlara göre bu ilaçlar, damar içinde oluşabilecek pıhtıların beyin, kalp ya da akciğer gibi kritik organlara ulaşmasını engelliyor. Bu da felç, kalp krizi ve emboli gibi ölümcül durumların önüne geçilmesini sağlıyor.

Antikoagülanların Kullanım Alanları Genişliyor

Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 2025 tarihli kılavuzlara göre; antikoagülan ilaçlar özellikle şu durumlarda reçete ediliyor:

Kalp ritim bozuklukları (özellikle atriyal fibrilasyon)

Derin ven trombozu (bacak toplardamarı pıhtısı)

Pulmoner emboli (akciğer damarlarında pıhtı)

Kalp kapakçığı ameliyatı geçiren hastalar

Ankara Şehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Yılmaz, “Doğru kullanıldığında bu ilaçlar hayat kurtarır. Ancak kontrolsüz kullanım ciddi iç kanamalara neden olabilir,” uyarısında bulundu.

Antikoagülan Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hekimler, bu ilaçları kullananların belirli kurallara mutlaka uyması gerektiğini vurguluyor. İşte dikkat edilmesi gereken başlıca adımlar:

Antikoagülan Kullanma Kuralları

İlacı her gün aynı saatte ve düzenli alın.

Doktorun verdiği dozun dışına çıkmayın.

Düzenli aralıklarla kan değerlerinizi kontrol ettirin.

Alkol kullanımını sınırlayın.

Diğer ilaçlar hakkında mutlaka hekime bilgi verin.

Herhangi bir cerrahi müdahale öncesi doktorunuza danışın.

Ani kanama, morarma veya baş dönmesi gibi belirtilerde hekime başvurun.

Antikoagülan Türleri: Hangi Durumda Hangi İlaç?

Antikoagülanlar iki ana gruba ayrılıyor:

Doğrudan etkili antikoagülanlar (DOAC): Dabigatran, Rivaroksaban gibi ilaçlar, pıhtılaşma faktörlerini doğrudan baskılıyor.

Klasik antikoagülanlar: Varfarin gibi ilaçlar karaciğerin pıhtılaşma proteinlerini üretmesini engelliyor.

Her iki türün de etkinliği yüksek olsa da kullanım biçimleri, dozajları ve kontrol gereklilikleri farklılık gösteriyor. Bu nedenle, hangi ilacın kim için uygun olduğuna mutlaka bir uzman karar vermeli.

Yan Etkiler Göz Ardı Edilmemeli

Antikoagülan ilaçların en bilinen riski, vücuttaki kanamanın kolaylaşmasıdır. Diş eti kanamaları, burun kanamaları veya kolay morarma gibi belirtiler görülebilir. Nadir de olsa iç organlarda gizli kanamalara da yol açabilir.

Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Demir, “Hastaların ilacı bırakmadan önce hekimiyle mutlaka görüşmesi gerekiyor. Ani doz değişimleri tehlikelidir,” diyerek uyarıda bulundu.

Düzenli Takip Şart

Antikoagülan kullanan bireylerin tedavi sürecini yalnızca ilaçla sınırlı görmemesi gerekiyor. Kan değerlerinin belirli aralıklarla kontrol edilmesi, ilaç etkileşimlerinin gözlemlenmesi ve yaşam tarzı düzenlemeleri büyük önem taşıyor.

Son günlerde yapılan bilimsel araştırmalar, bu ilaçların etkinliğinin %90'a kadar çıktığını gösteriyor. Ancak bu başarı, yalnızca bilinçli ve kontrollü kullanımda mümkün olabiliyor.

Doğru Bilgi Hayat Kurtarır

Antikoagülan nedir sorusu, sadece bir tanım meselesi değil; milyonlarca insanın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir konudur. Doğru bilgilendirme, düzenli kontrol ve uzman desteği ile bu ilaçlar, ölümcül sağlık sorunlarının önüne geçmede etkili bir kalkan olabilir.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...