Bugünün Haberi
2 Mart 2025, 04:17
17
(Güncellendi: 25 Temmuz 2025, 11:40)

Cinler Ramazan Ayında Neden Bağlanır? İslam’da Metafizik Varlıklar!

Bugünün Haberi ailesi olarak Ramazan ayında sahura kadar okumak için özel bir seri hazırlıyoruz. İlk yazımız metafizik ve Ramazan ayına özel olacak. Hazırsanız başlayalım. Ramazan ayı, İslam inancına göre sadece oruç tutulan, ibadetlerin arttığı bir dönem olmanın ötesinde, metafizik boyutta da önemli değişimlerin yaşandığı kutsal bir zaman dilimidir. Müslümanların merak ettiği konuların başında ise şu soru gelir: Cinler Ramazan ayında neden bağlanır?
Cinler Ramazan Ayında Neden Bağlanır? İslam’da Metafizik Varlıklar!

Bu soruya yanıt vermeden önce, İslam’da cinlerin varlığı ve mahiyetine dair kısa bir bilgi vermek gerekir. Cinler, Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde varlığı kesin olarak bildirilen, insan gibi sorumlu tutulan fakat gözle görülmeyen varlıklardır. Ateşten yaratıldıkları belirtilen cinler, tıpkı insanlar gibi iman edenleri ve inkâr edenleri ile farklı sınıflara ayrılırlar. Bu varlıkların bazılarının insanlara musallat olabildiği, vesvese verebildiği ve hatta zarar verebildiği de yine İslam kaynaklarında geçmektedir.

Ramazan’da Cinlerin Bağlanması Ne Anlama Gelir?

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur:

"Ramazan ayı geldiğinde, cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur." (Buhari, Savm 5; Müslim, Sıyam 1)

Bu hadiste geçen "şeytanların bağlanması" ifadesi, İslam âlimleri tarafından farklı şekillerde yorumlanmıştır. Şeytan kelimesi bazen sadece İblis ve onun soyunu (şeytanlaşmış cinler) ifade ederken, bazen de genel olarak kötülüğü simgeleyen her türlü varlığı ve fiili kapsar. Dolayısıyla cinlerin bağlanması ifadesi, Ramazan ayında insanların manevi olarak güçlenmesi, kötülüğe karşı daha dirençli hale gelmesi ve şeytanın etkisinin zayıflaması olarak da yorumlanmaktadır.

Ramazan Ayının Manevi Etkisi

Ramazan ayında ibadetlerin artması, Kur’an-ı Kerim’in daha fazla okunması, oruç tutmanın nefsi terbiye etmesi ve manevi atmosferin yoğunlaşması şeytanların ve cinlerin etkisini azaltan unsurlar arasında sayılabilir. Bu durum, insanların daha fazla ibadete yönelmesine ve kötülüklerden uzak durmasına katkıda bulunur. Bir başka yorum ise, sadece azgın şeytanların ve cinlerin zincire vurulduğu, fakat tüm cinlerin tamamen etkisiz hale getirilmediğidir. Yani, Ramazan ayında cinlerin tamamı değil, en azılı olanları bağlanmaktadır.

Cinler Gerçekten Zincire mi Vurulur?

Bazı İslam âlimleri, şeytanların ve cinlerin bağlanmasının fiziksel bir zincire vurulma anlamına gelmediğini, mecazi bir anlatım olduğunu belirtmişlerdir. Yani bu ifade, Ramazan ayında Müslümanların manevi güç kazanarak şeytanın ve kötü cinlerin vesveselerine karşı daha dirençli hale gelmesini anlatan bir sembol olarak da değerlendirilebilir. Kötülük yapan cinlerin insanlara etkisinin azalması, insanların ibadetle meşgul olması ve şeytana karşı koyma gücünün artması bu mecazi anlatımın bir parçasıdır.

Ramazan’da Korunmak İçin Neler Yapılmalı?

Ramazan ayında cinlerin ve şeytanların etkisinin azaldığı düşünülse de, Müslümanların korunmak için bazı manevi önlemler alması önerilir. Bunlar arasında şunlar yer alır:

  • Düzenli olarak Kur’an okumak (özellikle Bakara Suresi, Ayetel Kürsi gibi ayetler cinlerden korunmak için önemlidir)
  • Namazları aksatmamak ve özellikle gece ibadetlerine ağırlık vermek
  • Eve girerken ve yatmadan önce dua etmek (Felak ve Nas sureleri okuyarak Allah’a sığınmak)
  • Temiz bir yaşam sürmek ve kötü alışkanlıklardan uzak durmak

Sizlerin konuya dair yorumlarını da bekliyoruz… Başınıza gelmiş bir olay ya da benzeri durumlar var ise lütfen bizimle paylaşın arkadaşlar.

5 Eylül 2025, 15:10
7
(Güncellendi: 5 Eylül 2025, 15:11)

Ekran Çocukların Gelişimini Tehdit Ediyor! Uzmandan Kritik Uyarı

Dijital cihazların çocukların gelişimi üzerinde ciddi riskler barındırdığına dikkat çeken uzman isim, özellikle 0–6 yaş arasındaki çocukların ekran süresinin mutlaka sınırlandırılması gerektiğini söyledi. Uzman, ekran bağımlılığının dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu ve sosyal becerilerde gerilemeye yol açabileceğini belirterek, ailelere ise “Rol model olun, ekranı sakinleştirici olarak kullanmayın” çağrısında bulundu.
Ekran Çocukların Gelişimini Tehdit Ediyor! Uzmandan Kritik Uyarı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Barut, telefon ve tablet kullanımının çocukların gelişiminde yarattığı olumsuzluklara dikkat çekti. Özellikle 0–6 yaş grubunda ekran süresinin artması; dikkat eksikliği, hiperaktivite belirtileri, uyku sorunları ve sosyal ilişkilerde zayıflama gibi riskleri beraberinde getiriyor.

Barut, hızlı görsel geçişler içeren içeriklerin çocukların dikkat sürelerini kısalttığını, mavi ışığın ise uyku hormonlarını baskılayarak uykuya geçişi zorlaştırdığını vurguladı.

Empati ve Sosyal Beceriler Zarar Görüyor

Uzman açıklamasında, yüz yüze etkileşimlerin yerini ekranın almasının çocuklarda empati gelişimini olumsuz etkilediğini söyledi. Sosyal ipuçlarını anlama ve duyguları doğru şekilde yönetme becerilerinin zayıfladığına dikkat çekti.

“Çocukların ekran yerine deneyimsel öğrenmeye ve gerçek etkileşimlere yönlendirilmesi gerekiyor” diyen Barut, ekran bağımlılığının ilerleyen yaşlarda duygusal sorunlara zemin hazırlayabileceğini belirtti.

Telefonu Sakinleştirici Olarak Kullanmayın

Birçok ebeveynin çocuklarını susturmak ya da sakinleştirmek için dijital cihazları kullandığını dile getiren Barut, bunun uzun vadede duygusal düzenleme sorunlarına neden olduğunu söyledi.

“Telefonu bir ödül veya ceza aracı yapmak çocukların duygusal gelişimini engeller” diyen Barut, bu durumun ilerleyen yıllarda stres, kaygı ve öfke ile başa çıkma becerilerini olumsuz etkilediğini ifade etti.

Ailelere Öneriler: Kitap, Oyun, Etkinlik

Çocukların ekran karşısında geçirdiği süreyi günde 1 saatle sınırlamanın önemine değinen Barut, şu önerilerde bulundu:

Çocukları kitap okumaya ve açık havada oyun oynamaya yönlendirin.

Dijital içerikleri birlikte izleyip üzerine konuşun.

Yemek saatlerinde veya yatmadan önce dijital molalar planlayın.

Barut, ailelerin rol model olması gerektiğini hatırlatarak, “Sınırsız ekran kullanan bir yetişkinin çocuğa sınır koyması mümkün değildir” dedi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...