Çin’in kuzeydoğusundaki Dalian’daki dev tersaneler, sadece ticari gemi üretiminde değil, küresel stratejik dengeleri sarsacak askeri kapasitenin de merkezi haline geldi. Washington’daki analistlere göre Pekin, “ticari gemi yatırımı” görüntüsü altında donanmasını devasa bir hızla büyütüyor. Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden uzman Nick Childs, Çin’in gemi inşa kapasitesinin ABD’nin yaklaşık 200 katı olduğunu vurguluyor. Bugün gelinen noktada, Çin Donanması 234 savaş gemisiyle ABD’nin 219 savaş gemisini geçmiş durumda. “Gücünü sakla, zamanını bekle” mottosunu izleyen Pekin, artık bu sabrın karşılığını Güney Çin Denizi’nde daha agresif bir tavırla ortaya koyuyor.

Yükselen güç: Denizlerden besleniyor

Çin’in ekonomik yükselişi, doğrudan deniz ticaretine dayanıyor. Dünyanın en işlek 10 limanının 7’sine sahip olan ülke, bu sayede küresel ticaretin en önemli arterlerini kontrol ediyor. Kıyı şehirleri ticaret sayesinde büyürken, aynı zamanda Pekin’in askeri cephaneliği de gelişiyor. Gemi siparişlerinin yüzde 60’tan fazlasının Çin tersanelerine gitmesi, ülkenin yalnızca “dünyanın fabrikası” değil, aynı zamanda “dünyanın limanı” olmaya da oynadığını gösteriyor. Uzmanlar, Çin’in bu deniz hâkimiyetinin ilerleyen yıllarda sadece ticaret yollarını değil, küresel siyaseti de yeniden şekillendireceğini belirtiyor. Pekin’in adım adım büyüyen donanması, Güney Çin Denizi’nde olduğu kadar Pasifik’te ve Hint Okyanusu’nda da dengeleri değiştirecek gibi görünüyor.