Azerbaycan ile Ermenistan arasında uzun süredir beklenen barış anlaşması henüz imzalanmasa da tarafların paraf atması önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak Bakü’nün, Zengezur koridorunun garantörlüğünde Türkiye yerine ABD’yi tercih etmesi dikkat çekiyor. Ermenistan’ın anayasasında Dağlık Karabağ’a yapılan atıf, Azerbaycan’ın en önemli çekincelerinden biri olarak öne çıkıyor. Ankara-Erivan normalleşme süreci ise bu tercihle yavaşlamış görünüyor. ABD’nin arabuluculuğunda geliştirilen formül ile Zengezur koridorunun işletmesi bir Amerikan şirketine verildi ve “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Yolu” olarak adlandırıldı. Bu durum, Türkiye’nin Kafkasya’daki etkisini sınırlayabilecek bir adım olarak yorumlanıyor.

ABD’nin Kafkasya Hamlesi ve İsrail Faktörü

ABD’nin Kafkasya’ya dönüşünde İsrail etkisinin büyük olduğu iddia ediliyor. Trump yönetiminin hedefi, Azerbaycan’ı İbrahim Anlaşmaları’na dahil ederek İsrail’in bölgedeki stratejik pozisyonunu güçlendirmek. Azerbaycan ile İsrail arasındaki askeri ve teknolojik iş birliği zaten güçlü; Ermenistan’a karşı kazanılan zaferlerde İsrail’in desteği önemli rol oynamıştı. ABD, Avrupa Birliği ve Körfez ülkelerinin yatırımlarına kapı açan Bakü, Türkiye’ye ise Ermenistan’la normalleşmede “bekle” mesajı veriyor. Ankara’nın bu şartlarda bölgesel iş birliği mekanizmalarında ön alıcı bir rol oynaması zor görünüyor. Uzmanlar, Türkiye’nin kendi çıkarlarını korumak için Bakü’nün etkisinden bağımsız şekilde Ermenistan’la normalleşme sürecini hızlandırması gerektiğini savunuyor.