Bugünün Haberi
24 Temmuz 2025, 00:43
6

ASELSAN’dan IDEF 2025’te Savunma Teknolojilerinde Tarihi Tanıtım

ASELSAN, IDEF 2025’te GÖKTAN, EJDERHA, KORAL 200, TURAN ve GÜRZ sistemleriyle savunma teknolojilerinde çığır açtı. “Çelik Kubbe” vizyonu fuarda hayat buldu.
ASELSAN’dan IDEF 2025’te Savunma Teknolojilerinde Tarihi Tanıtım

Ankara'da düzenlenen ve bu yıl 17’ncisi gerçekleştirilen IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, Türkiye'nin savunma vizyonunu sergileyen kritik bir platforma dönüştü. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın koordinasyonuyla, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde ve Milli Savunma Bakanlığı'nın ev sahipliğinde devam eden organizasyonda ASELSAN’ın tanıtımı dikkatleri üzerine çekti. GÖKTAN, EJDERHA, KORAL 200, TURAN ve GÜRZ gibi sistemler, fuarın en çok konuşulan teknolojileri arasında yer aldı.

ASELSAN’ın “Çelik Kubbe” Vizyonu İlk Kez Gözler Önünde

Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ve ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol’un katılımıyla gerçekleşen özel lansmanda, "Çelik Kubbe" konsepti kapsamında geliştirilen ileri düzey harp sistemleri ilk kez tanıtıldı. Fuarda büyük ilgi gören tanıtımda, Türkiye’nin savunma mimarisinde bu sistemlerin oynayacağı kritik role dikkat çekildi.

“Sahadan gelen ihtiyaçlar doğrultusunda, mühendislerimiz gece gündüz demeden çalışarak bu teknolojileri ortaya çıkardı,” diyen Prof. Dr. Görgün, sistemlerin milli üretim başarısını vurguladı.

EJDERHA | Elektromanyetik Savunmada Yeni Çağ

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol’un tanıtımın ikinci gününde öne çıkardığı sistemlerden biri olan EJDERHA, özellikle sürü drone ve kamikaze tehditlerine karşı elektromanyetik müdahale sağlayan yapısıyla dikkat çekti. Yüksek güçlü mikrodalga (HPM) teknolojisiyle donatılan sistem, yaklaşık 1 kilometrelik menzildeki hava araçlarının elektronik sistemlerini etkisiz hâle getirerek fiziksel temas gerektirmeksizin tehditleri bertaraf ediyor.

KORAL 200 | Elektronik Harpte Sınırları Zorluyor

Elektronik harp alanında ASELSAN’ın yeni nesil ürünü olarak öne çıkan KORAL 200, düşman radarlarını çok daha uzak mesafelerden tespit edebiliyor ve karıştırma kapasitesini önceki versiyonlara göre iki kat artırıyor. Bu sistemin özellikle insansız hava araçları ve savaş uçaklarıyla koordineli çalışarak hava üstünlüğünü pekiştirmesi bekleniyor.

TURAN | Yapay Zeka Destekli 5G Savaş Ağı

Yeni tanıtılan TURAN sistemi, 5G tabanlı askeri iletişim ağı sunarken, yapay zekâ destekli sistemlerin eşgüdümünü sağlayarak sahadaki tüm unsurları gerçek zamanlı olarak birbirine bağlıyor. Geliştirilen bu sistem, bilişsel harp konseptine stratejik katkı sunmayı amaçlıyor.

GÜRZ | İnsansız Kara Platformlarına Entegre Hava Savunması

ASELSAN, GÜRZ sisteminin insansız versiyonunu da IDEF 2025’te görücüye çıkardı. Kara araçlarına entegre edilen bu modül, özellikle zorlu arazi koşullarında mobil ve esnek hava savunması sağlamak üzere geliştirildi. Bu yapı, ileri seviyede tehdit algılama ve otomatik tepki mekanizması ile dikkat çekiyor.

GÖKTAN | Karadan Fırlatılan Akıllı Mühimmat

Delta V iş birliğiyle geliştirilen GÖKTAN, karadan fırlatılan güdümlü mühimmat sistemi olarak öne çıkıyor. 150 kilometreye kadar menzile sahip olan sistem, hedefe yüksek manevra kabiliyetiyle nokta atışı yapabiliyor. ASELSAN, bu sistemin sahada test edildiğini ve yüksek başarı oranı yakaladığını duyurdu.

ASELSAN, NATO’da Stratejik Oyuncu Konumuna Yükseliyor

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, fuarda yaptığı açıklamada “Çelik Kubbe” kapsamında geliştirilen bu sistemlerin sadece Türkiye için değil, NATO savunma mimarisi için de kritik rol oynayacağını belirtti. NATO’nun belirlediği 5 stratejik firma arasında ASELSAN’ın yer alması, bu iddianın en somut göstergesi olarak kayda geçti.

Stratejik Caydırıcılıkta Yeni Dönem

IDEF 2025, ASELSAN’ın geliştirdiği yeni nesil harp sistemlerinin sadece tanıtıldığı değil, aynı zamanda Türkiye’nin savunma vizyonunun somutlaştığı bir fuar olarak kayıtlara geçti. “Çelik Kubbe” vizyonunun her bir bileşeni, Türkiye’nin savunma gücünü artırmakla kalmıyor; geleceğin harp teknolojilerinde söz sahibi olacağının da işaretlerini veriyor.

24 Temmuz 2025, 19:36
3
(Güncellendi: 24 Temmuz 2025, 19:36)

Küresel Siyasetin Ateş Çemberi! 2025'te Dünyayı Neler Sarsıyor?

Dünya siyaseti son yılların en yoğun ve belirsiz dönemlerinden birini yaşıyor. Bu yazıda, bugünün manşetlerini şekillendiren beş kritik küresel dinamik ve bunların hepimizin hayatına nasıl dokunduğunu keşfediyoruz.
Küresel Siyasetin Ateş Çemberi! 2025'te Dünyayı Neler Sarsıyor?

Selam Bugununhaberi.com okurları! Ben de sizin gibi sabah kahvemi yudumlarken manşetlere göz atıyorum ve bazen içimden "Bu dünya nereye gidiyor?" diye geçiriyorum. Geçenlerde CFR'nin (Council on Foreign Relations) güncel küresel çatışma takibine bakarken, aslında birbiriyle bağlantılı dev bir yapbozla karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha fark ettim. Gelin, bu karmaşık görünen ama aslında birbirine sıkı sıkıya bağlı güncel siyasi konuları birlikte masaya yatıralım, sohbet havasında analiz edelim. İnanın, sandığınızdan daha yakından ilgili hepimize!

1. Savaşın Gölgesi: Ukrayna ve Ortadoğu'daki Ateş Hattı 🔥

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali artık üçüncü yılına girerken, bu savaşın dalgaları tüm dünyayı vuruyor. Enerji krizigıda fiyatlarındaki tırmanış, ve küresel tedarik zincirindeki sarsıntılar hepimizin cebini ve sofrasını doğrudan etkiliyor. Ukrayna'daki bir meslektaşımla yaptığım son görüşmede, "Artık normal dediğimiz şeyin tanımı değişti," demişti. Bu söz hâlâ kulağımda çınlıyor. BBC'nin güncel analizinde de vurgulandığı gibi, savaşın uzaması ve tıkanması, NATO'nun genişlemesinden Batı'nın dayanıklılığına kadar pek çok denklemi zorluyor.

Ve bir diğer kanayan yara: Filistin-İsrail çatışması. Gazze'deki insani durum, BM raporlarına göre, "feci" olarak tanımlanıyor. Buradaki gerilimler sadece bölgesel değil, dünya çapında toplumsal kutuplaşmaları körüklüyor, üniversite kampüslerinden uluslararası forumlara kadar. Al Jazeera'nın yakın tarihli bir makalesi, çatışmanın bölgesel istikrara etkisinin ne kadar derin ve kalıcı olabileceğini gözler önüne seriyor.

2. Devlerin Satrancı: ABD-Çin Rekabeti ve Tayvan Sorunu ♟️🌏

ABD ile Çin arasındaki stratejik rekabet, adeta 21. yüzyılın soğuk savaşı gibi. Ancak bu sefer silahlar daha çok teknoloji (özellikle yapay zeka ve yarı iletkenler)ekonomik nüfuz ve dijital altyapı üzerinden yürüyor. Geçen ay katıldığım bir çevrimiçi seminerde, bir uzman şunu vurguladı: "Bu bir sıfır toplamlı oyun değil, ancak kuralları belirsiz." Tayvan Boğazı ise bu rekabetin en sıcak noktası. Çin'in "birleşme" vurgusu ile ABD'nin Tayvan'ın "savunma kapasitesini" güçlendirme taahhütleri, ince bir ip üzerinde yürümeyi gerektiriyor. Brookings Enstitüsü'nün kapsamlı bir raporu, bu gerilimin küresel ticaret rotalarını ve teknoloji arzını nasıl doğrudan tehdit ettiğini ortaya koyuyor.

Örnek: Tayvan, dünyanın en gelişmiş yarı iletkenlerinin (çipler) üretim merkezi. Bu adadaki herhangi bir büyük çalkantı, akıllı telefonunuzdan arabanıza kadar neredeyse tüm elektronik cihazların üretimini felç edebilir. Yani, uzaktaki bir adadaki gerilim, doğrudan cebinizdeki telefonun fiyatını ve bulunabilirliğini etkileyebilir!

3. İklim Değişikliği: Artık Sadece Çevre Değil, Temel Bir Güvenlik Meselesi 🌪️🛡️

İklim krizi artık sadece buzulların erimesi veya hava durumu raporlarındaki aşırı olaylardan ibaret değil. Güvenlik boyutu giderek daha belirgin hale geliyor. Kuraklık ve su kıtlığı (Nil Nehri üzerindeki anlaşmazlıklar gibi), kitlesel göçlere yol açıyor, kaynaklar için çatışma riskini artırıyor. IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) raporları, bunun önümüzdeki on yılların en büyük istikrarsızlaştırıcı faktörlerinden biri olacağını defalarca vurguladı. Geçen yaz memleketimde gördüğüm kuraklık manzaraları ve çiftçi amcaların endişeli bakışları, bu raporların sadece sayfalardaki veriler olmadığını bana bir kez daha hatırlattı. İklim diplomasisi, COP zirvelerinin çok ötesine geçerek, ulusal güvenlik stratejilerinin merkezine yerleşiyor.

Media content

4. Çok Kutupluluğun Yükselişi ve Uluslararası Kurumların Sınavı 🌐⚖️

Soğuk Savaş sonrası "tek kutuplu an" geride kaldı. Çin, Hindistan, Brezilya gibi güçler daha aktif roller talep ediyor. BRICS gibi oluşumların genişlemesi ve etkisini artırma çabaları bu eğilimin göstergesi. Bu, çok kutuplu bir dünya düzenine geçiş anlamına geliyor. Ancak bu geçiş sancılı olabilir. BM Güvenlik Konseyi gibi geleneksel kurumlar, Ukrayna ve Gazze'de olduğu gibi, çoğu zaman felç durumda. Bu durum, bölgesel güçlerin ve ittifakların daha fazla öne çıkmasına yol açıyor. Uluslararası Kriz Grubu (International Crisis Group), bu parçalanmışlığın küresel sorunlara koordineli yanıt vermeyi zorlaştırdığı konusunda uyarıyor.

Küresel Krizlerin Karşılaştırmalı Etkileri

Kriz Alanı

Ekonomik Etki

Güvenlik Etkisi

Toplumsal/Küresel Etki

Çözüm Zorluğu

Ukrayna Savaşı

Enerji/Gıda Fiyatı Artışı

NATO Genişlemesi, Silahlanma

Avrupa'da Mülteci Akını

Yüksek

Gazze Çatışması

Bölgesel Ticaret Kesintileri

İran-İsrail Gerilimi, Hizbullah

Küresel Kutuplaşma, Antisemitizm/İslamofobi

Çok Yüksek

ABD-Çin Rekabeti

Teknoloji Savaşları, Tedarik Zinciri

Tayvan, Güney Çin Denizi

Uluslararası İşbirliği Zayıflığı

Orta-Yüksek

İklim Değişikliği

Tarım Kayıpları, Altyapı Maliyetleri

Kaynak Çatışmaları, Göç

Kitlesel Yer Değiştirme, Sağlık Krizleri

Aşırı Yüksek

Uluslararası Kurumların Zayıflığı

Belirsizlik, Yatırım Azalması

Güç Boşluğu, Bölgesel Çatışma

Çok Taraflılığın Erozyonu

Yüksek

5. Dijital Cephe: Siber Savaşlar ve Dezenformasyon Tsunamisi 💻🌊

Savaşlar artık sadece top ve tüfekle yapılmıyor. Siber saldırılar, kritik altyapılara (hastaneler, enerji şebekeleri) yönelik tehdit olarak öne çıkıyor. Ukrayna savaşında bunun sayısız örneğini gördük. Daha da sinsicesi, dezenformasyon ve algı operasyonları. Sosyal medya platformları, yabancı aktörlerin toplumları bölmek, seçimleri etkilemek için kullandığı bir savaş alanına dönüştü. RAND Corporation'ın bu konuda çarpıcı analizleri var. Bir tweet'in veya viral bir videonun, sokaklarda gerilimi nasıl körükleyebildiğine hepimiz şahit oluyoruz. Bu "dijital sis", gerçeği bulmayı ve demokratik süreçlere güveni zorlaştırıyor.

Peki, Bu Fırtınada Neredeyiz? Düşünceler ve İçgörüler 🧭

Bu dinamikleri analiz ederken, bazı temel içgörüler öne çıkıyor:

  • Bağlantısallık: Bu krizler birbirinden izole değil. Ukrayna'daki bir gelişme, Afrika'daki gıda güvenliğini; Pasifik'teki bir gerilim, Avrupa'daki teknoloji piyasasını etkileyebiliyor. Dünya gerçekten küçüldü.
  • Değişkenlik ve Belirsizlik: Eski kurallar işlemiyor, yeni dengeler oturmamış durumda. Bu, öngörülebilirliği azaltıyor ve karar almayı zorlaştırıyor. Stratejik düşüncenin önemi hiç olmadığı kadar arttı.
  • Vatandaşın Rolü: Biz sıradan insanlar da bu sürecin bir parçasıyız. Bilgi okuryazarlığı (dezenformasyona karşı koymak), sorumlu tüketim (iklim etkisi), ve demokratik katılım (dış politikayı şekillendirmede) kritik hale geldi. Geçen seçimde oy kullanırken, aslında dünyanın diğer ucundaki insanların hayatını da etkileyebilecek bir karar verdiğimi düşünmüştüm.
  • Diplomasinin Önemi: Tüm bu karmaşada, diyalog ve diplomasi her zamankinden daha değerli. Savaş çığırtkanlığı yerine, çatışma çözümü ve uzlaşı arayışına ihtiyaç var. Kırılgan da olsa diplomasi köprülerini tamamen yıkmamak gerekiyor.

Son Söz Yerine: Bir Nefes ve Umut Molası ☕

Evet, manzara yoğun ve bazen bunaltıcı görünebilir. Ben de bazen haber akışına kapılıp endişeleniyorum. Ancak şunu unutmayalım: İnsanlık tarihi krizlerle, değişimlerle ve bunların üstesinden gelmekle şekillendi. Bu karmaşık dönem, aynı zamanda yeni iş birliklerinin, yenilikçi çözümlerin ve daha adil bir küresel düzen arayışının da tohumlarını barındırıyor olabilir. Belki de bu "anatomiyi" anlamak, korkuyu azaltıp, daha bilinçli bir şekilde geleceğe katkıda bulunmamızın ilk adımıdır. Daha iyi bir dünya için çabalayan sayısız insan, kuruluş ve inisiyatif var. Onların sesini duymak ve güç vermek de bizim elimizde.

Sizin bu konularda düşünceleriniz neler? Hangi küresel konu sizi en çok endişelendiriyor veya ilgilendiriyor? Yorumlarda sohbetimize devam edelim! 👇 Dünya dediğimiz bu büyük gemide, hepimiz aynı okyanusta yol alıyoruz sonuçta. Sağlıcakla kalın! ✨

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...