Bugünün Haberi
18 Ağustos 2025, 07:30
5

Şok Gerçek: Dikkat Süremiz Bir Balıktan Daha Kısa Çıktı!

Yeni araştırmalar, insanların ortalama dikkat süresinin 8 saniyeye düştüğünü gösteriyor. Bu durum, kitap okuyamamaktan toplumsal yüzeyselleşmeye kadar birçok alanda etkisini hissettiriyor. Zihnimizi yeniden odaklamanın yolları haberimizde…
Şok Gerçek: Dikkat Süremiz Bir Balıktan Daha Kısa Çıktı!
PAYLAŞ

Günümüzde odaklanma becerimiz dramatik bir şekilde zayıflıyor. Microsoft’un yaptığı araştırmalar, 2000’lerin başında ortalama 12 saniye olan dikkat süremizin bugün 8 saniyeye düştüğünü gösteriyor. Bu rakam ironik biçimde bir Japon balığının dikkat süresinden bile kısa. Artık bir kitabın satırlarında derinleşmek yerine, saniyeler içinde parlayan görüntülerin peşinden koşuyoruz. Telefon bildirimleri, sosyal medya akışları, hızlı videolar… Tüm bu uyaranlar beynimizi küçük şeker paketleriyle besliyor; anlık tatmin sunsa da zihni derinleştirmiyor. Kitap okuyamamak bu çağın en büyük semptomu haline geldi. Çünkü kitap, ‘lineer dikkat’ dediğimiz sabırlı zihinsel süreci gerektirir; oysa ekranlar sürekli bölünen bir dikkat sistemini besliyor. Artık iki sayfa okuduktan sonra elimizin telefona gitmesi, beynimizin hızlı ödüle bağımlı hale gelmesinin doğal sonucu. Bu, yalnızca bireysel bir alışkanlık kaybı değil, aynı zamanda düşünme derinliğinin, empati yetisinin ve karmaşık bağ kurma becerisinin de giderek silinmesi anlamına geliyor.

YÜZEYSELLEŞEN TOPLUM

Odak kaybı sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir erozyon. Tarihçi Walter Ong, yazının uygarlığa en büyük katkısının ‘uzun düşünme’ yetisi olduğunu söyler. Eğer dikkat süremiz kısalıyorsa, kolektif düşünme kapasitemiz de azalıyor demektir. Politik tartışmaların sloganlara sıkışması, kültürel üretimin 15 saniyelik videolara indirgenmesi, haberlere yalnızca başlık düzeyinde hâkim olunması bunun açık göstergeleri. Oysa psikolojik araştırmalar, roman okumanın beyindeki ayna nöronları harekete geçirerek empatiyi artırdığını ortaya koyuyor. Bu tablo kader değil; çünkü sinirbilim, beynin plastisite sayesinde dikkat kasını yeniden inşa edebileceğini söylüyor. Ekran molaları vermek, derin odak blokları oluşturmak, her gün küçük ama düzenli okuma pratikleri yapmak bu kaybı geri çevirebilir. Belki de bu çağda bir kitabın kapağını açmak, hız kültürüne karşı sessiz bir direniştir. Çünkü kitap, zihni yalnızca bilgiyle değil, sabır ve derinlikle de besler.