Bugünün Haberi
27 Ağustos 2025, 14:49
6

Norveç’ten Tarihi Karar! İsrail Bankalarına 2,7 Milyar Dolarlık Darbe

Norveç Varlık Fonu, Caterpillar ve İsrail’in en büyük beş bankasından yatırımını çekti. 2,7 milyar doları aşan bu karar, küresel boykot tartışmalarını yeni bir boyuta taşıdı. Şirketler ve fonların aldığı bu tavır, siyasetten daha güçlü bir etki yaratabilir; detaylar haberimizde…
Norveç’ten Tarihi Karar! İsrail Bankalarına 2,7 Milyar Dolarlık Darbe
PAYLAŞ

Dünyanın en büyük varlık fonu olan Norveç Varlık Fonu, İsrail’e destek sağladığı gerekçesiyle kritik bir karar aldı. Norveç Merkez Bankası tarafından yönetilen fon, ABD merkezli Caterpillar şirketiyle birlikte İsrail’in önde gelen beş bankasından yatırımını çekti. Yapılan açıklamada, söz konusu şirketlerin “savaş ve çatışma koşullarında bireylerin haklarının ciddi şekilde ihlal edilmesine katkı sunma riski taşıdığı” belirtildi. Bu nedenle yatırım listesinden çıkarılan kurumlar arasında Hapoalim, Bank Leumi, Mizrahi Tefahot Bank, First International Bank of Israel ve FIBI Holdings yer aldı. Fonun yalnızca Caterpillar’daki hisselerinin değeri 2,1 milyar dolar seviyesindeydi; bankalardaki toplam yatırım ise 661 milyon doları buluyordu. Böylece fonun çektiği yatırımın toplam büyüklüğü 2,7 milyar doları aşarak büyük bir küresel yankı uyandırdı.

Küresel boykot büyüyor

Norveç Varlık Fonu’nun bu hamlesi, sadece finans dünyasında değil, küresel siyasette de ses getirdi. İsrail’in 7 Ekim’de Gazze’de başlattığı ve uluslararası kamuoyunda soykırım olarak tanımlanan operasyonun ardından, dünyada ilk kez bu kadar kapsamlı bir boykot dalgası yaşanıyor. Daha önceki girişimlerin aksine bu kez Avrupa ve Amerika’daki şirketlerin de etik gerekçelerle İsrail karşısında tavır alması dikkat çekiyor. Uzmanlara göre bu adım, iş dünyasında bir “kelebek etkisi” yaratabilir ve başka dev fonların da benzer kararlar almasının önünü açabilir. Küresel boykotun ne kadar sürdürülebilir olacağı ve şirketlerin finansal dengelerine nasıl etki edeceği tartışılırken, bireysel boykotların da büyük sermaye üzerinde baskı unsuru oluşturup oluşturamayacağı sorusu gündemde.