Bugünün Haberi
26 Ağustos 2025, 17:58
3
(Güncellendi: 26 Ağustos 2025, 18:00)

İmamoğlu Döneminde Çantalarla Dolar, Kaybolan Araçlar ve Lüks Villalar: Skandalın Perde Arkası!

İBB’de 2019’dan bu yana ortaya atılan rant ve yolsuzluk iddiaları giderek büyüyor. Sayıştay raporları, çantalarla taşınan dolar iddiaları ve lüks yaşamlar dikkat çekiyor. İddiaların tüm detaylarını kronolojik olarak derledik, haberimizin devamında…
İmamoğlu Döneminde Çantalarla Dolar, Kaybolan Araçlar ve Lüks Villalar: Skandalın Perde Arkası!
PAYLAŞ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Ekrem İmamoğlu döneminde yaşanan gelişmeler, kamuoyunda giderek büyüyen bir “rant ve yolsuzluk ağı” tartışmasını beraberinde getirdi. 2019’da “şeffaflık” vaadiyle başlayan süreç, kısa süre içinde belediye ihalelerindeki usulsüzlük iddiaları, israf ve lüks harcamalarla gölgelenmeye başladı. 2020’den itibaren belediye yöneticilerinin hızlı zenginleşmesi, villa ve lüks otomobil edinmeleri dikkat çekerken, İSFALT ve KİPTAŞ üzerinden milyonlarca liralık rant döngüsünün iddia edilmesi kamuoyunda ciddi yankı uyandırdı. 2021’de ise belediye içindeki “paralel kasa” iddiası gündeme geldi. İtirafçı ifadelerinde, hafriyat dökümlerinden elde edilen yüz milyonlarca doların yurtdışına aktarıldığı, çantalarla taşınan paraların üst düzey isimlere kadar ulaştığı öne sürüldü. Bu aşamadan sonra ortaya çıkan her yeni bilgi, sistematik bir mekanizma kurulduğu iddiasını güçlendirdi.

Sayıştay raporları ve sessiz kalan denetim

2023’te yayımlanan Sayıştay raporu, kaybolan 1137 araç skandalıyla tabloyu daha görünür hale getirdi. Ancak bu raporun ardından ciddi bir yaptırım uygulanmadı. Muhasebecilerin, yeminli mali müşavirlerin ve denetim mekanizmalarının sessizliği, kamuoyunda “görmezden gelme” tartışmalarını alevlendirdi. İddialar yalnızca İstanbul’la da sınırlı kalmadı; İzmir’deki İZBETON skandalı ve Sıtkı Şüküer gibi isimlerin aynı anda hem belediye şirketlerinin defterlerini tutup hem de üst düzey danışmanlık yapması, sistemi daha da tartışmalı hale getirdi. İtirafçı iş adamlarının açıklamaları, yurtdışına aktarılan paraların ve muhasebe birimleri üzerinden geçen “pis işlerin” boyutunu ortaya koydu. Gelinen noktada, İBB’nin yönetim yapısının ötesinde tüm kamu mali sistemini zehirleyen bir yolsuzluk ağı olduğu iddiası giderek daha çok dile getiriliyor. Her villa, her lüks otomobil ve her kaybolan araç, aslında halkın cebinden çıkan paranın somut bir simgesi haline geliyor.