İklim Göçü Rekoru Bir Ülke Avustralya'ya Akın Ediyor!

France 24 haber sitesinin AFP haber ajansından elde ettiği resmi verilere göre, yükselen deniz sularının tehdit ettiği Tuvalu'dan ayrılmak isteyen vatandaşların sayısı dudak uçuklattı. Avustralya, geçen yıl imzalanan ve "dünyanın herhangi bir yerinde türünün ilk örneği" olarak nitelendirilen anlaşma kapsamında her yıl 280 Tuvalı vatandaşına vize veriyor. Ancak başvurular, beklenenin çok üzerinde gerçekleşti.

280 Vizeye 3 Binden Fazla Talep

Resmi veriler, ilk dört gün içinde 3 binden fazla Tuvalu vatandaşının vize için düzenlenen rastgele çekilişe katıldığını gösterdi. 2022 nüfus sayımına göre Tuvalu'da 10 bin 643 kişi yaşıyor. Bu durumda, ülkenin nüfusunun yaklaşık üçte birinin Avustralya'da yaşamak istediği anlamına geliyor. Vize başvuru ücreti 16 ABD doları olarak belirlenirken, çekilişin 18 Temmuz'da kapanacağı bilgisi verildi.

Bilim insanlarının tahminlerine göre, iklim krizinin en çok tehdit ettiği yerlerden biri olan Tuvalu'nun 80 sene içinde yaşanamaz hale gelmesi bekleniyor. Ülkenin dokuz mercan adasından ikisi şimdiden büyük ölçüde sular altında kalmış durumda. Avustralya Dışişleri Bakanlığı, iklim değişikliğinin özellikle Pasifik bölgesindeki insanların yaşam koşulları, güvenliği ve refahı üzerindeki yıkıcı etkilerinin farkında olduklarını belirtti.

Beyin Göçü ve Egemenlik Endişeleri

Avustralya ve Tuvalu arasındaki iklim ve göç anlaşması, Çin'in bölgedeki artan nüfuzunu kırma amacını da taşıyordu. Anlaşma, Tuvalu'daki yetişkinler için yeni bir vize kategorisi açılmasını öngörüyor ve Avustralya'da yaşama, çalışma ve eğitim görme seçeneği sunuyor.

Ancak bu durum, Tuvalu gibi ülkelerde beyin göçü ve kalifiye eleman eksikliği yaşanabileceği endişelerini beraberinde getirdi. Sydney Üniversitesi'nden coğrafya uzmanı John Connell, işçilerin uzun vadeli olarak ülkeden ayrılmasının Tuvalu'nun geleceğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Bunun yanı sıra, anlaşmanın Avustralya'nın Tuvalu'nun başka ülkelerle imzaladığı savunma anlaşmalarında söz sahibi olması anlamına gelmesi, Tuvalu'nun egemenliği konusunda da bazı endişeleri gündeme getirdi.