Bugünün Haberi
17 Ağustos 2025, 10:43
4
(Güncellendi: 17 Ağustos 2025, 10:43)

Gülen Cemaati Dağılıyor mu? İsa Hafalır’dan Çok Konuşulacak Fesih Yorumu

İsa Hafalır, Gülen cemaatinin kendi kendini feshetmesinin neredeyse imkânsız olduğunu yazdı. Örgüt yönetiminin sessizliği sürdürdüğünü vurgulayan Hafalır, çözüm için devletin tabana yumuşaması gerektiğini savundu. Detaylı analiz ve çarpıcı öneriler haberimizde…
Gülen Cemaati Dağılıyor mu? İsa Hafalır’dan Çok Konuşulacak Fesih Yorumu
PAYLAŞ

Gülen cemaatinin kendi kendini feshetmesi meselesi son dönemde Türkiye kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. İsa Hafalır, kaleme aldığı yazısında bu konunun aslında oldukça sınırlı bir ihtimal olduğunu dile getiriyor. Hafalır’a göre, örgütün yönetimi —Fethullah Gülen’in vefatına kadar bizzat kendisi, ardından ise kimliği net olarak bilinmeyen ama damatlar ve mollalardan oluştuğu iddia edilen bir heyet— dokuz yılı aşkın süredir işlenen suçlar hakkında tek kelime etmedi. Bu sessizlik, örgütün fesih gibi radikal bir adım atmayacağının en güçlü göstergesi. Hafalır, cemaat yönetiminin kendi varlığını sürdürmekte ısrarcı olacağını, tabanın ise ancak devletin atacağı yumuşama adımlarıyla farklılaşabileceğini savunuyor. Ona göre, iltisak dışında suç işlememiş olanların hayat hakkı ve yurtdışındakilere geri dönüş hakkı verilmesi, ibadet–ticaret–ihanet ayrımı üzerinden yeni bir diyalog kurulması önemli adımlar olabilir.

Devlet ve Cemaat İlişkisine Farklı Bir Bakış
Yazar, Medyascope yazarı Şeyma Bozoğlu’nun ortaya koyduğu üçlü ayrımı da hatırlatıyor: cemaati terk etmiş eski mensuplar, hâlen cemaatle bağı olan ancak yönetimden rahatsız kesimler ve mevcut statükoyu koruyan bağlılar. Hafalır, özellikle ilk grubun bir bildiri yayımlamasının sembolik olsa da sonuçsuz kalacağını, esas riskin ikinci ve üçüncü gruplardan doğabileceğini vurguluyor. Ona göre devlet, bir fesih ilanını beklemeden cemaat tabanına karşı daha kapsayıcı bir politika geliştirebilir. Böylelikle “yumuşak fesih” süreci kendiliğinden gelişebilir. Ancak Hafalır, yakın zamanda bu ihtimalin zayıf olduğunun da altını çiziyor. Komisyon görüşmelerinin başarıya ulaşması ve ülkede demokrasinin güçlenmesi halinde, bu senaryonun hayata geçebileceğini ifade ediyor.