Bugünün Haberi
18 Ağustos 2025, 06:04
4

Ambulans Şoförünün Yürek Yakan Hikâyesi: Hem Kahraman Oldu Hem Ailesini Kaybetti!

Marmara Depremi’nde ailesinden 5 kişiyi kaybeden ambulans şoförü Muharrem Uzuner, binin üzerinde yaralıyı kurtardı. “Mahşer günü gibiydi” diyen Uzuner, hem acısını hem kahramanlığını anlattı. Detaylar haberimizde…
Ambulans Şoförünün Yürek Yakan Hikâyesi: Hem Kahraman Oldu Hem Ailesini Kaybetti!
PAYLAŞ

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti ama o gece yaşanan acılar hâlâ ilk günkü tazeliğini koruyor. Depremde hayatını kaybedenlerin yanı sıra, sevdiklerini yitirirken aynı anda başkalarının hayatlarını kurtarmak için mücadele eden kahramanların hikâyeleri de unutulmuyor. O kahramanlardan biri de ambulans şoförü Muharrem Uzuner. Deprem gecesi ağabeyi, yengesi ve üç yeğenini kaybeden Uzuner, yaşadığı büyük acıya rağmen görevini bırakmadı ve binin üzerinde yaralıyı enkaz altından çıkararak hastanelere ulaştırdı. “Mahşer günü gibiydi” sözleriyle o geceyi anlatan Uzuner, bir yandan kendi ailesinin yok oluşuna tanıklık ederken, diğer yandan çaresizlik içindeki insanların yardım çığlıklarına koştu. Uzuner, o gece gördüğü yıkımı ve taşıdığı yaralıları ömrü boyunca unutamayacağını söylüyor.

“ACI BİR ÖMÜR BOYU DİNMİYOR”

Yaşadıklarını “acıların en büyüğü” olarak nitelendiren Muharrem Uzuner, 17 Ağustos’un kendisi için yalnızca bir deprem değil, aynı zamanda hayatının kırılma noktası olduğunu dile getirdi. “Ağabeyim, yengem, üç tane yeğenim… Beş kişiyi kaybettim. Sülalemden hastane kayıtlarına giren 276 kişi vardı” diyen Uzuner, böylesine büyük bir kaybın kelimelerle tarif edilemeyeceğini ifade etti. “Mevlam bir daha böyle acılar yaşatmasın” diyerek dua eden Uzuner, hayatını kaybedenlerin “gerçek şehitler” olduğunu düşündüğünü söyledi. Depremin üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen yaşadığı travmayı atlatamadığını dile getiren Uzuner, hem kendi kayıplarını hem de kurtardığı yüzlerce insanın hatırasını yüreğinde taşıyor. Onun hikâyesi, bir yandan dayanılmaz acının, bir yandan da insanlık onurunun unutulmaz bir örneği olarak hafızalara kazınıyor.