Bugünün Haberi
16 Ağustos 2025, 19:51
4

ABD’de Zombi Tavşan Paniği: Yetkililerden Şok Açıklama Geldi!

Kolorado’da yüzlerinde boynuz gibi çıkıntılar çıkan tavşanlar, sosyal medyada paniğe yol açtı. Uzmanlar, halk arasında yayılan “zombi tavşan” korkusuna karşı gerçeği açıkladı. Peki bu virüs insanlara bulaşır mı? Detaylar haberimizde…
ABD’de Zombi Tavşan Paniği: Yetkililerden Şok Açıklama Geldi!

ABD’nin Kolorado eyaletinde görülen ve yüzlerinde boynuz benzeri çıkıntılar bulunan tavşanlar, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. “Frankenstein tavşanları”, “şeytan tavşanlar” ve “zombi tavşanlar” gibi isimlerle paylaşılan fotoğraflar kısa sürede viral olurken, bölge halkında da endişe yarattı. Ancak uzmanlar, bu korkutucu görüntülerin aslında halk sağlığı için herhangi bir tehdit oluşturmadığını açıkladı. Fort Collins civarında görülen bu tavşanların, “Shope papillomavirüsü” adlı bir virüsle enfekte olduğu belirlendi. Virüs, tavşanların yüzünde siğil benzeri ve boynuz görünümüne benzeyen kitleler oluşturuyor. Uzmanlara göre bu durum, yalnızca tavşanlar arasında bulaşıyor; insanlara ya da evcil hayvanlara geçmesi söz konusu değil.

VİRÜSÜN TARİHİ VE ETKİLERİ
Aslında yeni olmayan bu virüs, 1930’larda Dr. Richard E. Shope tarafından keşfedilmiş ve virüsler ile kanser arasındaki bağlantıyı anlamada bilim dünyasına ışık tutmuştu. Hatta bu enfeksiyonun, yüzlerce yıllık Kuzey Amerika efsanelerindeki “boynuzlu tavşan” (jackalope) mitine ilham verdiği düşünülüyor. Yaz aylarında daha sık görülen Shope papillomavirüsü, taşıyıcı pire ve kenelerin artmasıyla daha fazla tavşana bulaşabiliyor. Virüs çoğu zaman tavşanlara ciddi zarar vermese de, çıkıntılar göz ya da ağız çevresinde büyüdüğünde görme ve beslenme sorunlarına yol açabiliyor. Tavşanların bağışıklık sistemi bu virüsü yenebildiğinde ise kitleler kendiliğinden yok oluyor. Yetkililer, “zombi tavşan” görüntülerinin korkutucu olsa da sanıldığı kadar tehlikeli olmadığını, doğal yaşamın bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

16 Ağustos 2025, 19:53
5
(Güncellendi: 16 Ağustos 2025, 19:53)

Mucizevi Bitkiyle Kilo Verme Sırrı Ortaya Çıktı: Bilim İnsanları Şaşkın!

Meyan kökünün yağ yakımında etkili olabileceği bilimsel araştırmalarla ortaya kondu. Kortizol hormonunu baskılayarak vücut yağ oranını düşürdüğü belirtiliyor. Peki bu mucizevi bitki nasıl tüketilmeli? Detaylar haberimizde…
Mucizevi Bitkiyle Kilo Verme Sırrı Ortaya Çıktı: Bilim İnsanları Şaşkın!

Binlerce yıldır hem şifa kaynağı hem de doğal bir tatlandırıcı olarak kullanılan meyan kökü, modern bilimsel araştırmalarla da dikkat çekmeye devam ediyor. Yapılan son çalışmalar, meyan kökünün kilo verme sürecinde etkili olabileceğini ortaya koydu. Bu etki, stres hormonu olarak bilinen kortizolün vücutta yağ depolanmasına neden olan etkisini baskılayan bir mekanizma ile gerçekleşiyor. Normalde kortizol, özellikle karın ve yüz bölgesinde yağ birikimini artırıyor. Ancak meyan kökü, kortizolü parçalayarak kortizona dönüştüren enzimin aktivitesini baskılayarak yağ depolanmasını sınırlandırıyor. Bu sayede düzenli tüketimde vücut yağ oranında azalma gözlemlenebiliyor. Özellikle obeziteye bağlı sağlık sorunlarının arttığı günümüzde, meyan kökü doğal ve geleneksel bir destek yöntemi olarak yeniden gündeme taşınıyor.

UZMANLAR SABAH TÜKETİMİNİ ÖNERİYOR
Araştırmacılara göre kortizol seviyeleri gün içinde dalgalanma gösteriyor ve sabah saatlerinde en yüksek seviyeye ulaşıyor. Bu nedenle uzmanlar, meyan kökünün özellikle sabah tüketilmesinin kilo verme sürecine katkı sağlayabileceğini belirtiyor. Ayrıca kortizolün yalnızca kilo değil, aynı zamanda yüksek tansiyon, insülin direnci ve kalp-damar sağlığı üzerinde de etkili olduğu biliniyor. Bu nedenle meyan kökünün düzenli ve bilinçli tüketimi, genel sağlığı destekleyici bir rol üstlenebilir. Ancak uzmanlar, fazla tüketimin bazı yan etkiler doğurabileceği konusunda da uyarıyor; çünkü meyan kökü tansiyonu yükseltebilir ve böbrek fonksiyonlarını etkileyebilir. Dolayısıyla bu bitkinin bilinçli, ölçülü ve mümkünse uzman kontrolünde kullanılması gerektiği vurgulanıyor. Meyan kökü, binlerce yıllık geçmişinden günümüze, hem geleneksel şifacılığın hem de modern bilimin dikkatini çekmeye devam ediyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...