Birtakım Kitap Tavsiyeleri
Gökhan Aksoy
Ekranlardan başımızı kaldıramadığımız, kaldırmayalım diye büyük bir içerik bombardımanına tutulduğumuz sosyal medya çağında kitap okumak neredeyse nostaljik bir aktiviteye dönüştü. Artık “bilgi”, okuyarak değil izlenerek ediniliyor. Birkaç dakikalık hatta birkaç saniyelik videolardan nasıl bir bilgi alınabilirse artık… Biz yine de “okumak iptiladır, müptelalara selam!” diyerek okunmasında yarar gördüğümüz birkaç kitabı tavsiye edelim efendim.
Yabancı - Albert Camus
Muhtemelen Camus’nün yabancısı değilsinizdir, sık sık kitap listelerinde kendine müstesna bir yer bulmaktadır o çünkü. Meursault karakterini yaratarak kendine, topluma ve içine tercih etmeden düştüğü bu dünyaya karşı aldığı varoluşsal kayıtsızlığı muhteşem anlatmıştır. Zeki Demirkubuz, bu kitaptan esinlenerek 2001 yılında Yazgı filmini çekmiştir. Bu filmi de tavsiye olarak araya sıkıştıralım.
Socrates'in Savunması - Platon
Ustasını belki de en iyi anlamamızı sağlayan yapıtı budur Platon’un. Socrates’in, gençleri dinsizliğe ve sapkınlığa yöneltmesi üzerine yargılanması sırasında, düşüncelerini son nefesine kadar aynı bilgelikle, aptala anlatır gibi anlatarak ve ölümden zerre korkmadan ifade etmesi müthiştir.
Bilinmeyen Adanın Öyküsü - Jose Saramago
Kısacık fakat boyundan büyük bir kitap. 15 dakikada okunabilir. İnsanın anlam arayışını, “yolculuğa çıkmak” metaforu üzerinden anlatıyor. Kendimizi, kendimizin dışına çıkmadıkça bulamayız ve gerçek benliğimizi keşfedemeyiz, diyor. Bir nevi, uzaklarda arama çünkü sen içimdesin felsefesi…
Aylak Adam - Yusuf Atılgan
Edebiyatımızın ilk post modern romanlarından. Sonrasında benzerlerini çok okuduk elbette ama ilk ve otantik olması nedeniyle Aylak Adam’ın yeri hep başkadır. Anlattıklarından ziyade anlatış tarzı nefistir. Kitaptan ziyade bir “deneyim”dir.
İnsan Olmak - Engin Geçtan
Ben bu kitabı okurken, beğendiğim yerleri fosforlu kalemle çizmekten yorulduğum için sayfaların ortalarına koca koca tik’ler atmak zorunda kalmıştım. Bir kitap insanın hayata bakış açısını değiştirebilir mi? Değiştirebilir. İşte o kitap bu kitaptır. Kesinlikle kendinizi, çevrenizi ve daha genel manada toplumu daha iyi anlamanızı sağlayacak, empati duygunuzu geliştirecek ve anlamlandıramadığınız bazı şeyleri tamamlamanızı sağlayacak, günlük yaşantınızda algılarınızı değiştirecek harika bir psikoloji kitabı.
Tüfek Mikrop ve Çelik - Jared Diamond
“Neden Avrupalılar Amerika’yı keşfetti de Amerikalılar Avrupa’yı keşfetmedi?” sorusunun peşine düşen, “coğrafya kaderdir” anlayışından hareket ederek toplumlar arasındaki medeniyet farkını açıklamaya çalışan, ufuk açıcı bir kitap. Kapitalizm öncesi dönem anlatılıyor, dolayısıyla emperyal anlamda yeni sömürge dönemini değil biraz daha ilkel döneme göz atıyoruz.
Seks Neden Keyiflidir? - Jared Diamond
Yine Jared Diamond. Jared Amca, “seks ilkel dönemde yalnızca üreme içgüdüsü ile yapılırken, zamanla neden sadece zevk için de yapılabilir bir hale geldi?" sorusunun peşine düşüyor. Kadın ve erkeğin dünyasını daha iyi anladığımız, birçok yeni bilgi edindiğimiz, insanın cinsel evrimiyle ilgili alanında yazılmış en iyi kitaplardan biri.
Görme Biçimleri - John Berger
"Yaşamak görmekle başlar" mottosundan hareketle, görme eyleminin tüm algılarımızda ne denli büyük rol oynadığını anlatan, hiç anlamadığım resim sanatına farklı bir bakış açısıyla bakmamı sağlayan, her gün defalarca kez maruz kaldığımız reklamların algılarımızla nasıl oynadığını gösteren, harika bir eser.
Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
Uzun uzun anlatmaya gerek yok, zaten oldukça popüler. Benim bugüne dek okuduğum en iyi kitaplardan biridir ve bana göre insan psikolojisini böylesine muhteşem bir şekilde romana aktarabilmeyi başaran Sabahattin Ali gibi bir yazara sahip olmamız ülkemiz adına gurur verici...
Dönüşüm - Franz Kafka
Kapitalist toplumda aykırı düşünüp aykırı hareket edenlerin toplumun gözünde böcekten farkı olmadığını anlatan, oldukça sert bir kitap. Bu toplumda çalışıp eve ekmek götürürsen, başını uysalca eğip düzeni sorgulamazsan baş tacısın; düzen dışı hareket ettiğinde ise seni bir böcek gibi ezip süpürgeyle çöplüğe sürmekten çekinmeyiz, diyen topluma karşı bir manifesto. Muhteşem.
Satranç - Stefan Zweig
Stefan Zweig’ın tüm kitapları gibi bir çırpıda okunabilen muhteşem bir kitap. Ben bir oturuşta, sigara molası dahi vermeden, kalbim çarpa çarpa, nefesim darala darala okuyup bitirmiştim. Hâlâ okumayanlar varsa kınamıyorum onları, tersine kıskanıyorum.
Tutunamayanlar - Oğuz Atay
Kütüphanemin baş köşesinde olan bir kitaptır Tutunamayanlar. Kitap, kendisinden çok onu bitiremeyenlerle meşhur ve halen kıymetinin bilinmediği aşikâr. Ben bitirdiğimde Oğuz Atay için “bu adam benimle aynı kişi” demiştim. “Hayatımın kitabı” diyebileceğim tek kitaptır. 60’ların sonu-70’lerin başındaki aşırı politize olmuş ülkede “sanat toplum içindir” anlayışı hakimdir; Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ı bu yüzden “bireyin kişisel dertlerini anlattığı için” burun kıvrılmış, eleştirilmiştir. Hakkında tek tük çıkan eleştiri yazılarından birinde “insanın aklına her geleni yazmasından bir roman ortaya çıkabilir mi?" denmiştir. Fakat bu değerlendirmenin hatalı olduğu da gün gibi aşikardır. Oğuz Atay, toplumdaki genel yozlaşmanın, bireyin kişisel bunalımlarındaki yerinin gayet farkındaydı. O, toplumu kurtarırsak bireyi de kurtarırız diye düşünüyordu; derdi ergen dertleri değildi. Evet, yakın arkadaşı Halit Refiğ’in “ne yazıyorsun Oğuz?” sorusuna “bizleri yazıyorum” diye yanıt vermişti, gerçekten de kendisinin ve çevresinin bunalımlarını, “tutunamayışlarını” anlatmıştı. Fakat bunu anlatırken kerteriz aldığı nokta toplumun sağlıksız düzeniydi ve kendince (katılıp katılmamakta serbestiz) birtakım kurtuluş reçeteleri de vardı.
Yerim kısıtlı, daha fazla kitaba yer veremediğim için beni lütfen mazur görün.