Bugünün Haberi
3 Temmuz 2025, 09:38
10
(Güncellendi: 3 Temmuz 2025, 09:38)

"Uykuda Diş Gıcırdatma Bir Alarmdır!" Çocuklarda Bruksizm Tehlikesi: Fiziksel ve Ruhsal Sağlığı Tehdit Ediyor

Çocuklarda görülen diş gıcırdatma, yani bruksizm, sadece bir alışkanlık değil, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı derinden etkileyen ciddi bir sorun olabilir. Pedodonti Uzmanı Doç. Dr. Aslı Patır Münevveroğlu, tedavi edilmeyen bruksizmin çene yapısında bozulmalara, dişlerde kalıcı hasarlara ve hatta ruhsal huzursuzluğa yol açabileceği konusunda aileleri uyardı.
"Uykuda Diş Gıcırdatma Bir Alarmdır!" Çocuklarda Bruksizm Tehlikesi: Fiziksel ve Ruhsal Sağlığı Tehdit Ediyor

Çocukların geceleri dişlerini gıcırdatması veya sıkması, aileler için endişe verici bir durum. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Pedodonti Uzmanı Doç. Dr. Aslı Patır Münevveroğlu, bu durumun ardında yatan nedenleri, belirtilerini ve modern tedavi yaklaşımlarını açıklayarak, erken müdahalenin önemine dikkat çekti.



Bruksizm Nedir? Belirtileri Nelerdir?


Doç. Dr. Aslı Patır Münevveroğlu, bruksizmi genellikle gece uykuda ortaya çıkan, bazen de gündüz görülebilen bir diş sıkma veya gıcırdatma alışkanlığı olarak tanımlıyor. Münevveroğlu, ailelerin bu konudaki endişelerinin haklı olduğunu belirterek, "Çünkü bruksizm çocukların hem fiziksel hem de ruhsal gelişimini olumsuz etkileyebiliyor" dedi.

Çocuğunuzda bruksizm olabileceğini gösteren başlıca belirtiler şunlardır:

  • Gece duyulan diş gıcırdatma sesleri: Ailelerin en sık fark ettiği belirtidir.
  • Sabahları baş ve çene ağrısı: Özellikle uykudan sonra hissedilen bu ağrılar, bruksizmin bir işareti olabilir.
  • Dişlerde aşınma ve hassasiyet: Dişlerin çiğneme yüzeylerinde düzleşmeler veya aşınmalar görülebilir. Soğuk ve sıcağa karşı hassasiyet de gelişebilir.
  • Yüz kaslarında yorgunluk veya ağrı: Özellikle sabahları çene bölgesinde hissedilen gerginlik.


Media content

Bruksizmin En Önemli Nedeni: Stres ve Kaygı


Doç. Dr. Münevveroğlu'na göre, çocuklarda diş sıkmasına yol açan birçok faktör bulunuyor. Bunlar arasında stres ve kaygı bozuklukları en önemli neden olarak öne çıkıyor. Ayrıca genetik yatkınlık, alerjik durumlar, çene kapanışındaki bozukluklar (maloklüzyonlar) ve kötü ağız alışkanlıkları da bruksizme zemin hazırlayabilir.

"Özellikle duygusal olarak hassas çocuklar, yaşadıkları stresi gece diş sıkma yoluyla dışa vurabilirler" diyen Doç. Dr. Münevveroğlu, ailelerin çocuklarının ruhsal durumlarını da gözlemlemesi gerektiğinin altını çizdi.



Erken Teşhis ve Tedavi Hayati Önem Taşıyor


Doç. Dr. Münevveroğlu, diş sıkma tedavisinde ilk adımın farkındalık olduğunu vurguladı. Ailelerin, çocuklarında yukarıda bahsedilen belirtileri fark etmeleri durumunda mutlaka bir çocuk diş hekimine (pedodontist) başvurmalarını önerdi.

Her diş sıkma vakasının tedavi gerektirmediğini belirten Münevveroğlu, ancak ilerleyen semptomların görüldüğü durumlarda çeşitli tedavi yöntemlerine başvurulduğunu aktardı:

  • Gece Plağı Uygulamaları: Dişleri korumak ve çene eklemlerine binen yükü azaltmak için özel olarak hazırlanan şeffaf plaklar kullanılabilir.
  • Medikal Tedavi: Bazı durumlarda, kas gevşeticiler veya diğer ilaçlar doktor kontrolünde reçete edilebilir.
  • Psikolojik Destek: Stres ve kaygı gibi ruhsal faktörlerin ön planda olduğu durumlarda, çocuğa ve aileye yönelik psikolojik danışmanlık veya terapi faydalı olabilir.

Doç. Dr. Münevveroğlu, tedavi edilmeyen bruksizmin uzun vadede çene eklemlerinde ağrıya, diş boyutlarının azalmasına ve estetik sorunlara yol açabileceği konusunda uyardı. "Çocuklarda bu tür belirtiler fark edildiğinde gecikmeden çocuk diş hekimine başvurulmalı. Erken müdahale ile çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimini korumak mümkündür" ifadelerini kullandı.

16 Temmuz 2025, 14:55
7

"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Halk arasında 'delirten hastalık' veya 'intihar hastalığı' olarak anılan trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında aniden başlayan ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren bir nörolojik durum. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlığa, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, trigeminal nevraljinin tanımından tedavi yöntemlerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Trigeminal Nevralji Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Abuzer Güngör'ün tanımına göre, trigeminal nevralji, yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda veya sadece yemek yerken bile aniden başlayan, elektrik çarpması benzeri bir acının tüm başınıza yayıldığı, tarifi zor bir ağrıdır. Bu hastalık, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Trigeminal sinir, yüzün duyu bilgisini beyne taşıyan kritik bir sinirdir.

Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:

  • Ani ve Şiddetli Ağrılar: Yüzün tek tarafında, şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli ancak tekrarlayıcı ağrı atakları.
  • Tetikleyici Faktörler: Diş fırçalama, konuşma, çiğneme gibi basit uyaranlarla tetiklenme yaşanması.
  • Tek Taraflılık: Ağrı genellikle yanak, çene, dudak ve göz çevresinde yoğunlaşır ve sıklıkla yüzün sadece bir tarafında hissedilir.

Prof. Dr. Güngör, bu hastalığın bazen tetkiklerde kolayca görünmediğini ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguluyor.

Kimler Risk Altında? Trigeminal Nevraljinin Nedenleri

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli demografik gruplarda ve durumlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor:

  • Yaş: Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülür.
  • Cinsiyet: Kadınlarda daha sık rastlanır.
  • En Sık Neden: Trigeminal sinire baskı yapan bir damarın varlığı.
  • Nadir Nedenler: Nadir durumlarda tümörler veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.

Tanı Süreci: Diş Ağrısıyla Karıştırmayın!

Trigeminal nevralji, belirtileri nedeniyle sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Prof. Dr. Güngör, birçok hastanın bu nedenle yanlışlıkla diş çektirdiğini ve doğru tanının büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Doğru tanı süreci şu adımları içerir:

  1. Klinik Öykü: Hastanın ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri hakkında detaylı bilgi vermesi.
  2. Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Sinire baskı yapan bir damar ya da kitle olup olmadığının araştırılması için MR görüntüleme yapılması.

Tedavi Yöntemleri: İlaçtan Cerrahiye Geniş Yelpaze

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevralji için çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve her hastaya özel bir yaklaşım gerektiğini ifade etti:

  • İlaç Tedavisi: Genellikle antiepileptik ilaçlarla ağrı kontrolü sağlanır. Ancak bu ilaçlar zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkileri tolere edilemez hale gelebilir.
  • Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans): Cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili bir yöntemdir. İnce bir iğneyle sinire ulaşılır ve ağrı ileten lifler özel ısı tekniğiyle devre dışı bırakılır.
  • Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon): Bu yöntem, trigeminal nevralji tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Sinire baskı yapan damar mikroskop altında ayrılır. Genellikle retrosigmoid yaklaşımla yapılan bu işlem, günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde yüksek başarı oranlarına sahiptir.

Prof. Dr. Güngör, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve kişiye özel planlama ile çok yüksek başarı oranlarına ulaşılabileceğinin altını çizerek, hastaya gerçekçi bilgi vermenin hekimlik sorumluluğu olduğunu ekledi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...