Ruşen Çakır Sert Konuştu: Türkiye Putin'in Rusyası Olmaz (işte detaylar...)
İçine kapanan sistemler, dışarıdan gelen sesleri bastırmak ister. Ama toplum konuşmaya devam eder..
Bugünün Haberi olarak öne çıkardıklarımız:
– Ruşen Çakır: “Türkiye Putin’in Rusyası gibi mi olacak?”
– 19 Mart sonrası yaşananlar ve toplumsal refleks
– Erdoğan’ın gücü, muhalefetin başarısı ve gençliğin sesi
– Medya kontrolünün sınırları konuşuluyor
– Türkiye'nin hala ayakta tuttuğu “sandık geleneği”
Sınırların silikleştiği çağımızda, ülkeler artık yalnızca coğrafi değil, politik benzerliklerle de anılıyor.
Türkiye'nin son yıllarda izlediği yol haritası, sık sık Rusya, Macaristan ve Venezuela gibi ülkelerle kıyaslanıyor.
Ancak gazeteci Ruşen Çakır, bu benzetmelerin artık yetersiz kaldığını savunuyor.
Çakır’a göre, Türkiye’nin mevcut durumu daha karmaşık, daha dinamik ve daha dirençli.
Yani bu ülke, "tek aktörlü bir oyun sahnesi" değil.
Muhalefet Gerçekten Yok mu?
Çakır, Putin yönetiminde sadece “görünürde bir muhalefet” olduğunu belirtirken
Türkiye’de 2019 ve 2024 yerel seçimlerinin muhalefetin hâlâ etkin ve canlı olduğunu gösterdiğini savundu
“Bu olayın tek aktörü devlet değil,” diyerek toplumun etkisini ön plana çıkardı
Direnişin Adı: Gençlik ve Sokak
İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yürüyüşü, Saraçhane’deki büyük kalabalıkla birleşti
İktidarın bazı adımları atamamasının nedeni, artık alışılmış bir halk sessizliği değil, tam aksine kararlı bir toplumsal refleks
Erdoğan’ın kendi tabanında bile ikna gücünü kaybettiği vurgulandı
Medya, Sosyal Medya ve Kontrolün Sınırı
Geleneksel medya üzerindeki baskının artık işe yaramadığı yorumlandı
Alternatif mecraların susturulmaya çalışıldığı, ama etkisinin tam olarak engellenemediği ifade edildi
“Kendi gençlerini seferber edemeyen Erdoğan, karşıt gençliği sindirmeye çalışıyor ama bu da sınırlı”
Bakmadan Geçme
