Bugünün Haberi
25 Şubat 2025, 22:28
12
(Güncellendi: 24 Temmuz 2025, 12:14)

Omurga Sağlığı İçin Yenilikçi Çözüm Kifoplasti ve Vertebroplasti

Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte omurga sağlığını tehdit eden sorunlar da artmaya başladı. Özellikle osteoporoz (kemik erimesi) gibi hastalıklar, yaşlanan toplumlarda omurga kırıklarının sıklığını artırıyor. Bu kırıklar, hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ağrılar ve hareket kısıtlılıklarıyla sonuçlanabiliyor. Ancak tıp teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, bu sorunların çözümünde etkili yöntemler geliştirildi. Halk arasında "omurga çimentosu" olarak bilinen Kifoplasti ve Vertebroplasti , omurga kırıklarında uygulanan yenilikçi tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Zafer Toktaş, bu yöntemler hakkında kapsamlı bilgi verdi.
Omurga Sağlığı İçin Yenilikçi Çözüm Kifoplasti ve Vertebroplasti

Kifoplasti / Vertebroplasti Nedir?

Kifoplasti ve Vertebroplasti, vertebra çökme kırığı (omurga kırığı) olan hastalar için kullanılan minimal invaziv cerrahi yöntemlerdir. Bu işlemler, kırık omur kemiğine özel bir dolgu maddesi enjekte edilerek kemiğin stabilizasyonunu sağlar ve hastanın ağrılarını büyük ölçüde azaltır.

Vertebroplasti: Kırık omur kemiğinin içine özel bir iğne yardımıyla "çimento benzeri" dolgu maddesi enjekte edilir. Bu işlem, kemiği güçlendirir ve çökmeyi durdurur.
Kifoplasti: Vertebroplastiden farklı olarak, önce kırık kemik içine özel bir balon yerleştirilip şişirilir. Balonla kemiğin hacmi artırıldıktan sonra balon çıkarılır ve boşluğa dolgu maddesi enjekte edilir. Bu yöntemle hem kırık düzeltilir hem de omurganın doğal yapısı korunmuş olur.
Her iki yöntem de ameliyathane şartlarında gerçekleştirilir ve genellikle kısa sürede tamamlanır.


Kifoplasti / Vertebroplasti Hangi Hastalara Yapılır?

Bu tedavi yöntemleri, özellikle osteoporoz, travma veya tümör gibi nedenlerle oluşan vertebra çökme kırıklarında uygulanır. İşlem, aşağıdaki durumlarda önerilir:

Omurga kırığı nedeniyle şiddetli ağrı yaşayan hastalar,
Ağrı kesicilere rağmen rahatlamayan bireyler,
Kırığın omurganın şeklini bozması sonucu postür değişikliği (kamburlaşma) gelişen kişiler,
Minimal invaziv bir müdahale tercih edilmesi gereken durumlar.
Prof. Dr. Zafer Toktaş, "Bu yöntemler, özellikle yaşlı hastalarda ve osteoporozlu bireylerde omurga kırıklarının tedavisinde oldukça etkilidir. Ameliyat sonrası hastaların çoğu, ağrılarından kurtularak normal yaşantılarına dönebilmektedir," diyor.


Kifoplasti Yönteminin Avantajları Nelerdir?

Kifoplasti ve Vertebroplasti yöntemlerinin birçok avantajı bulunmaktadır:

Minimal İnvaziv: Kesilen bölge çok küçüktür, bu nedenle iyileşme süresi kısadır.
Hızlı Etki: İşlem sonrası hastaların ağrıları genellikle hemen azalır.
Güvenilirlik: Komplikasyon riski düşüktür ve başarı oranı yüksektir.
Kısa Süreli: İşlem genellikle 30-60 dakika içinde tamamlanır.
Erken Mobilizasyon: Hastalar, işlem sonrası kısa sürede ayağa kalkabilir ve günlük aktivitelerine geri dönebilir.
Prof. Dr. Zafer Toktaş, "Kifoplasti özellikle kırık omurganın hacmini artırarak şeklini düzelttiği için, hastaların postür bozukluklarını da önleyebiliyor. Bu, hastaların yaşam kalitesini artırıcı önemli bir avantajdır," diye ekliyor.


3 Ekim 2025, 14:22
14
(Güncellendi: 3 Ekim 2025, 14:22)

Aşırı Kilo Diyabeti Tetikliyor! Uzmanlar Kritik Uyarıyı Yaptı

Dünya genelinde artan obezite, yalnızca estetik bir sorun değil, ciddi bir sağlık tehdidi. Uzmanlar, aşırı kilonun tip 2 diyabet riskini 7 kat artırdığını vurguluyor. Peki diyabet belirtileri neler, risk nasıl azaltılır? İşte sağlıklı yaşamın püf noktaları...
Aşırı Kilo Diyabeti Tetikliyor! Uzmanlar Kritik Uyarıyı Yaptı

Dünya genelinde hızla artan obezite, yalnızca görünüşü değil, sağlığı da tehdit ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, obez bireylerde tip 2 diyabet görülme olasılığı normal kilolu kişilere göre 7 kat daha fazla. Vücutta artan yağ dokusu, insülin direncine yol açarak kan şekeri seviyesini yükseltiyor ve bu da diyabetin en önemli nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Uzmanlar, aşırı kilonun yalnızca fiziksel rahatsızlıklara değil, metabolik sendrom ve kalp-damar hastalıklarına da zemin hazırladığı konusunda uyarıyor.

Karın Bölgesi Yağlanması En Büyük Tehdit

Kilo artışıyla birlikte özellikle karın bölgesinde yağlanma belirgin hale geliyor. Bu durum, insülin hormonunun etkisini azaltarak tip 2 diyabet riskini artırıyor. Uzmanlara göre, karın çevresindeki her 1 cm’lik artış diyabet riskini önemli ölçüde yükseltiyor.

Sağlıklı bir yaşam için vücut kitle indeksinin (VKİ) kontrol altında tutulması, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlıkları büyük önem taşıyor.

Diyabet Belirtilerine Dikkat Edin

Aşırı kilo ve düzensiz beslenmenin yol açtığı diyabetin belirtileri genellikle erken fark edilmiyor. Uzmanlar, aşağıdaki semptomlara dikkat çekiyor:

Sürekli susuzluk hissi

Sık idrara çıkma

Yorgunluk ve halsizlik

Görme bulanıklığı

Aç olmasına rağmen kilo artışı

Bu belirtilerden birkaçını yaşayan kişilerin, vakit kaybetmeden endokrinoloji uzmanına başvurmaları gerekiyor.

Sağlıklı Yaşamla Diyabet Riski Azaltılabiliyor

Uzmanlar, diyabet riskini azaltmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemini vurguluyor. Günde 30 dakikalık yürüyüş, düşük şekerli beslenme ve ideal kiloyu koruma, tip 2 diyabetin önlenmesinde etkili adımlar arasında yer alıyor.

Araştırmalar, fazla kiloların verilmesiyle diyabet riskinin %60 oranında azaldığını ortaya koyuyor.

Diyabetin Ekonomik Yükü de Artıyor

Türkiye Diyabet Vakfı verilerine göre, diyabet tedavi maliyetleri her yıl katlanarak artıyor. Düzenli ilaç kullanımı, tahlil ve takip süreçleri hem bireyler hem de sağlık sistemi için ciddi bir ekonomik yük oluşturuyor.

Uzmanlar, “Aşırı kilo yalnızca diyabeti değil, hipertansiyon ve kalp hastalıklarını da tetikliyor. Sağlıklı beslenme ve düzenli hareket, hem bedensel hem ekonomik anlamda kazanç sağlıyor” diyerek vatandaşları harekete geçmeye çağırıyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...