Bugünün Haberi
25 Şubat 2025, 16:00
19
(Güncellendi: 24 Temmuz 2025, 11:47)

Hipertermi Isı ile Kanser Tedavisinde Yeni Bir Ufuk

Günümüzde kanser tedavisi için geliştirilen yenilikçi yöntemler, hastaların yaşam kalitesini artırmak ve tedavi başarısını yükseltmek adına büyük bir öneme sahiptir. Bu bağlamda hipertermi , yani “ısı ile tedavi”, kanser tedavisinde kemoterapi ve radyoterapinin etkinliğini artıran kanıta dayalı bir tamamlayıcı yöntem olarak öne çıkmaktadır. Özel cihazlar aracılığıyla tüm vücut ısısının ya da bölgesel olarak tümörün ısısının artırılması hedeflenen bu teknik, özellikle yaygın tümörlü hastalarda umut vaat ediyor. İşte hipertermi yöntemi hakkında bilmeniz gereken her şey…
Hipertermi Isı ile Kanser Tedavisinde Yeni Bir Ufuk

Hipertermi Nedir?

Hipertermi, “ısı ile tedavi” anlamına gelen bir yöntemdir. Aynı zamanda termoterapi olarak da bilinen bu teknik, özel olarak geliştirilmiş cihazlar yardımıyla hastanın tüm vücut ısısını veya belirli bölgelerin sıcaklığını artırarak uygulanır. Sağlıklı bir insanın hastalık tehdidine karşı ateşle (vücut ısısını artırarak) yanıt vermesi gibi, hipertermi de bu doğal savunma mekanizmasını taklit ederek bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanser hücrelerini zayıflatır.


Hipertermi Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır?

Hipertermi, özellikle kanser tedavisinde önemli bir rol oynar. Kemoterapi ve radyoterapi gibi temel tedavi yöntemlerinin etkinliğini artırarak, tümör hücrelerini daha hassas hale getirir. Ayrıca, bağışıklık sisteminin aktifleşmesini sağlayarak vücudun kendiliğinden iyileşme kapasitesini güçlendirir. Özellikle aşağıdaki durumlarda tercih edilir:

Yaygın Tümörlü Hastalarda: Tüm vücut hipertermi, kemoterapi ile birlikte kullanıldığında daha etkili sonuçlar verir.
Bölgesel Tümörlerde: Lokal hipertermi, tümörün bulunduğu bölgeyi hedef alarak sıcaklık artışını sağlar.
Bağışıklık Sistemi Desteği: Ateşin bağışıklık sistemi üzerindeki düzenleyici etkisinden yararlanılır.

Hipertermi Kanser Tedavisinde Nasıl Uygulanır?

Hipertermi, Tüm Vücut Hipertermi ve Bölgesel (Lokal) Hipertermi olmak üzere iki ana başlık altında incelenir.

1. Tüm Vücut Hipertermi ile Kanser Tedavisi
Sağlıklı bir insan, hastalık tehdidine karşı vücut ısısını artırarak (ateş) bağışıklık sistemini uyarır. Tüm vücut hipertermi, bu doğal savunma mekanizmasını taklit ederek bağışıklık yanıtını güçlendirir. Özellikle yaygın tümörlü hastalarda, kemoterapi ile birlikte uygulandığında tedavi etkinliğini artırır.


Uygulama Şekli:
Deriye zarar vermeyen ve derinlik etkili su filtreli infrared-A ışını yayan lambalar, doğrudan karın ve gövdeye yöneltilir. İşlem sırasında hastanın vital fonksiyonları (tansiyon, nabız, oksijen satürasyonu, solunum sıklığı ve vücut ısısı) sürekli olarak izlenir. Hedeflenen vücut ısısı genellikle 39°C – 40°C arasındadır. Bu aralık, bağışıklık sisteminin aktifleşmesi için en uygun değerlerdir.
Süre: Tedavi süresi, vücudun verdiği tepkiye ve hedef ısıya ulaşılma süresine göre değişebilir. Ortalama olarak 4 saat kadar sürer.
Faydaları: Kemoterapinin etkinliğini artırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Tümör hücrelerini zayıflatır.

2. Bölgesel (Lokal) Hipertermi ile Kanser Tedavisi

Bölgesel hipertermi, tümörün bulunduğu bölgeyi hedef alarak sıcaklık artışını sağlar. Bu yöntem, radyoterapi ve kemoterapi ile birlikte kullanıldığında tümör hücrelerini daha hassas hale getirir ve tedavi başarısını artırır.

Uygulama Şekli: Özel cihazlar yardımıyla tümör bölgesine odaklanmış ısı uygulanır. Bu işlem, tümör hücrelerinin DNA’sını bozarak onların çoğalmasını engeller.
Faydaları: Tümör hücrelerini zayıflatır. Radyoterapi ve kemoterapinin etkinliğini artırır. Minimal yan etki ile uygulanabilir.

3 Ekim 2025, 14:22
14
(Güncellendi: 3 Ekim 2025, 14:22)

Aşırı Kilo Diyabeti Tetikliyor! Uzmanlar Kritik Uyarıyı Yaptı

Dünya genelinde artan obezite, yalnızca estetik bir sorun değil, ciddi bir sağlık tehdidi. Uzmanlar, aşırı kilonun tip 2 diyabet riskini 7 kat artırdığını vurguluyor. Peki diyabet belirtileri neler, risk nasıl azaltılır? İşte sağlıklı yaşamın püf noktaları...
Aşırı Kilo Diyabeti Tetikliyor! Uzmanlar Kritik Uyarıyı Yaptı

Dünya genelinde hızla artan obezite, yalnızca görünüşü değil, sağlığı da tehdit ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, obez bireylerde tip 2 diyabet görülme olasılığı normal kilolu kişilere göre 7 kat daha fazla. Vücutta artan yağ dokusu, insülin direncine yol açarak kan şekeri seviyesini yükseltiyor ve bu da diyabetin en önemli nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Uzmanlar, aşırı kilonun yalnızca fiziksel rahatsızlıklara değil, metabolik sendrom ve kalp-damar hastalıklarına da zemin hazırladığı konusunda uyarıyor.

Karın Bölgesi Yağlanması En Büyük Tehdit

Kilo artışıyla birlikte özellikle karın bölgesinde yağlanma belirgin hale geliyor. Bu durum, insülin hormonunun etkisini azaltarak tip 2 diyabet riskini artırıyor. Uzmanlara göre, karın çevresindeki her 1 cm’lik artış diyabet riskini önemli ölçüde yükseltiyor.

Sağlıklı bir yaşam için vücut kitle indeksinin (VKİ) kontrol altında tutulması, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz alışkanlıkları büyük önem taşıyor.

Diyabet Belirtilerine Dikkat Edin

Aşırı kilo ve düzensiz beslenmenin yol açtığı diyabetin belirtileri genellikle erken fark edilmiyor. Uzmanlar, aşağıdaki semptomlara dikkat çekiyor:

Sürekli susuzluk hissi

Sık idrara çıkma

Yorgunluk ve halsizlik

Görme bulanıklığı

Aç olmasına rağmen kilo artışı

Bu belirtilerden birkaçını yaşayan kişilerin, vakit kaybetmeden endokrinoloji uzmanına başvurmaları gerekiyor.

Sağlıklı Yaşamla Diyabet Riski Azaltılabiliyor

Uzmanlar, diyabet riskini azaltmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemini vurguluyor. Günde 30 dakikalık yürüyüş, düşük şekerli beslenme ve ideal kiloyu koruma, tip 2 diyabetin önlenmesinde etkili adımlar arasında yer alıyor.

Araştırmalar, fazla kiloların verilmesiyle diyabet riskinin %60 oranında azaldığını ortaya koyuyor.

Diyabetin Ekonomik Yükü de Artıyor

Türkiye Diyabet Vakfı verilerine göre, diyabet tedavi maliyetleri her yıl katlanarak artıyor. Düzenli ilaç kullanımı, tahlil ve takip süreçleri hem bireyler hem de sağlık sistemi için ciddi bir ekonomik yük oluşturuyor.

Uzmanlar, “Aşırı kilo yalnızca diyabeti değil, hipertansiyon ve kalp hastalıklarını da tetikliyor. Sağlıklı beslenme ve düzenli hareket, hem bedensel hem ekonomik anlamda kazanç sağlıyor” diyerek vatandaşları harekete geçmeye çağırıyor.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...