Bugünün Haberi
4 Temmuz 2025, 14:21
10
(Güncellendi: 4 Temmuz 2025, 14:21)

Demans (Bunama) Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yaklaşımları

Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte önemi daha da anlaşılan demans (bunama), hafıza, düşünme, problem çözme ve günlük aktiviteleri yerine getirme yeteneklerini etkileyen ciddi bir bilişsel bozukluklar sendromudur. Demans, tek başına bir hastalık olmaktan ziyade, beynin çeşitli hastalıkları veya durumları sonucunda ortaya çıkan bir belirtiler bütünüdür. Peki, demans nedir, hangi belirtilerle kendini gösterir ve güncel tedavi yaklaşımları nelerdir?
Demans (Bunama) Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yaklaşımları

Demans (Bunama) Nedir?


Demans, beynin hafıza, dil, yargılama, problem çözme ve diğer bilişsel işlevlerinde ilerleyici bir düşüşe neden olan bir durumdur. Bu bilişsel gerileme, kişinin günlük yaşam aktivitelerini bağımsız bir şekilde sürdürmesini engeller. Demans, yaşlanmanın doğal bir parçası değildir; her yaşlı insanda görülmez. Beyin hücrelerinin hasar görmesi veya ölmesi sonucu ortaya çıkar.

En sık görülen demans türü Alzheimer hastalığıdır. Diğer demans türleri arasında vasküler demans, Lewy cisimcikli demans ve frontotemporal demans bulunur.



Demansın Belirtileri Nelerdir?


Demansın belirtileri, hastalığın türüne ve etkilenen beyin bölgelerine göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak yaygın belirtiler şunlardır:

  • Hafıza Kaybı: Özellikle yakın zamandaki olayları, isimleri veya konuşmaları unutma. Aynı soruyu tekrar tekrar sorma.
  • Dil ve İletişim Zorlukları: Kelime bulmada güçlük çekme, konuşmayı takip edememe, okuma ve yazmada zorlanma.
  • Problem Çözme ve Planlamada Güçlük: Basit kararlar vermede zorlanma, finansal işleri yönetememe, yemek pişirme gibi karmaşık görevleri yapamama.
  • Yön ve Yer Algısında Bozukluk: Tanıdık yerlerde kaybolma, tarih ve zaman kavramını karıştırma.
  • Kişilik ve Davranış Değişiklikleri: Depresyon, anksiyete, ajitasyon, şüphecilik, ilgisizlik veya saldırganlık gibi davranışsal değişiklikler.
  • Günlük İşleri Yapmada Zorlanma: Giysileri seçme, kişisel hijyenini sağlama veya yemek yeme gibi temel günlük işlerde yardıma ihtiyaç duyma.


Nedenleri ve Risk Faktörleri


Demansa yol açan birçok neden vardır. En yaygın nedenler şunlardır:

  • Alzheimer Hastalığı: Demans vakalarının %60-80'ini oluşturur. Beyindeki protein birikimleri (amiloid plaklar ve tau yumakları) nedeniyle sinir hücrelerinin hasar görmesiyle karakterizedir.
  • Vasküler Demans: Beyne giden kan akışının kesintiye uğraması (felçler veya küçük damar hastalıkları) sonucu oluşur.
  • Lewy Cisimcikli Demans: Beyinde anormal protein birikimleri (Lewy cisimcikleri) nedeniyle ortaya çıkar; hafıza sorunlarının yanı sıra halüsinasyonlar ve Parkinson benzeri hareket bozuklukları görülebilir.
  • Frontotemporal Demans: Beynin ön ve yan loblarındaki hücrelerin dejenerasyonu ile karakterizedir; kişilik ve davranış değişiklikleri daha ön plandadır.
  • Diğer Nedenler: Parkinson hastalığı, Huntington hastalığı, Creutzfeldt-Jakob hastalığı, beyin tümörleri, kafa travmaları, vitamin eksiklikleri (özellikle B12), tiroid sorunları, kronik alkolizm ve bazı enfeksiyonlar (HIV, sifiliz) da demansa neden olabilir.

Risk faktörleri arasında ileri yaş, aile öyküsü, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet, obezite, sigara ve alkol tüketimi, fiziksel aktivite eksikliği ve eğitim seviyesinin düşüklüğü yer alır.



Media content

Demansta Tedavi Yaklaşımları


Demansın çoğu türü için kesin bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak semptomları hafifletmeye, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik çeşitli tedavi ve destek yöntemleri mevcuttur:

  1. İlaç Tedavisi:
    • Bilişsel Semptomlar İçin İlaçlar: Alzheimer ve bazı demans türlerinde kullanılan kolinesteraz inhibitörleri (Donepezil, Rivastigmin, Galantamin) ve NMDA reseptör antagonistleri (Memantin) gibi ilaçlar, hafıza ve düşünme becerilerini geçici olarak iyileştirebilir veya stabilize edebilir.
    • Davranışsal Semptomlar İçin İlaçlar: Depresyon, anksiyete, ajitasyon veya uyku bozuklukları gibi semptomlar için antidepresanlar, antipsikotikler veya anksiyolitikler kısa süreli ve düşük dozlarda kullanılabilir.
  2. Bilişsel Rehabilitasyon ve Terapi:
    • Bilişsel Stimülasyon Terapisi (CST): Hafızayı, problem çözmeyi ve sosyal etkileşimi teşvik eden grup aktiviteleri.
    • Gerçeklik Oryantasyon Terapisi: Demanslı kişinin zaman, yer ve kişilere dair oryantasyonunu artırmaya yönelik teknikler.
    • Uğraş Terapisi: Günlük yaşam becerilerini sürdürmeye yardımcı olacak aktiviteler.
  3. Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Destekleyici Bakım:
    • Sağlıklı Beslenme: Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme alışkanlıkları beyin sağlığını destekleyebilir.
    • Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz, bilişsel işlevleri korumaya yardımcı olabilir.
    • Sosyal Etkileşim: Sosyal olarak aktif kalmak, bilişsel gerilemeyi yavaşlatabilir.
    • Güvenli Ortam: Hastanın güvenliğini sağlamak için evde düzenlemeler yapmak.
    • Bakım Veren Desteği: Demanslı kişiye bakım veren aile üyeleri için eğitim ve psikolojik destek büyük önem taşır.

Demans belirtileri gösterdiğini düşündüğünüz bir yakınınız varsa, doğru tanı ve uygun destek için mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gereklidir. Erken teşhis, hastalığın seyrini yavaşlatma ve yaşam kalitesini artırma açısından önemlidir.

16 Temmuz 2025, 14:55
7

"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Halk arasında 'delirten hastalık' veya 'intihar hastalığı' olarak anılan trigeminal nevralji, yüzün bir yarısında aniden başlayan ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren bir nörolojik durum. Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülen bu rahatsızlığa, kadınlarda erkeklere oranla daha fazla rastlanıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Abuzer Güngör, trigeminal nevraljinin tanımından tedavi yöntemlerine kadar önemli açıklamalarda bulundu.
"Delirten Hastalık" Olarak Bilinen Trigeminal Nevraljiye Dikkat! En Çok 50 Yaş Üstünü Vuruyor

Trigeminal Nevralji Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Prof. Dr. Abuzer Güngör'ün tanımına göre, trigeminal nevralji, yüzünüze hafifçe dokunduğunuzda veya sadece yemek yerken bile aniden başlayan, elektrik çarpması benzeri bir acının tüm başınıza yayıldığı, tarifi zor bir ağrıdır. Bu hastalık, beşinci kafa siniri olan trigeminal sinirin etkilenmesiyle ortaya çıkar. Trigeminal sinir, yüzün duyu bilgisini beyne taşıyan kritik bir sinirdir.

Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:

  • Ani ve Şiddetli Ağrılar: Yüzün tek tarafında, şimşek çakması gibi keskin, kısa süreli ancak tekrarlayıcı ağrı atakları.
  • Tetikleyici Faktörler: Diş fırçalama, konuşma, çiğneme gibi basit uyaranlarla tetiklenme yaşanması.
  • Tek Taraflılık: Ağrı genellikle yanak, çene, dudak ve göz çevresinde yoğunlaşır ve sıklıkla yüzün sadece bir tarafında hissedilir.

Prof. Dr. Güngör, bu hastalığın bazen tetkiklerde kolayca görünmediğini ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürdüğünü vurguluyor.

Kimler Risk Altında? Trigeminal Nevraljinin Nedenleri

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevraljinin belirli demografik gruplarda ve durumlarda daha sık görüldüğünü belirtiyor:

  • Yaş: Genellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülür.
  • Cinsiyet: Kadınlarda daha sık rastlanır.
  • En Sık Neden: Trigeminal sinire baskı yapan bir damarın varlığı.
  • Nadir Nedenler: Nadir durumlarda tümörler veya multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklar da etken olabilir.

Tanı Süreci: Diş Ağrısıyla Karıştırmayın!

Trigeminal nevralji, belirtileri nedeniyle sıklıkla diş ağrısıyla karıştırılır. Prof. Dr. Güngör, birçok hastanın bu nedenle yanlışlıkla diş çektirdiğini ve doğru tanının büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Doğru tanı süreci şu adımları içerir:

  1. Klinik Öykü: Hastanın ağrının tipi, süresi ve tetikleyicileri hakkında detaylı bilgi vermesi.
  2. Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Sinire baskı yapan bir damar ya da kitle olup olmadığının araştırılması için MR görüntüleme yapılması.

Tedavi Yöntemleri: İlaçtan Cerrahiye Geniş Yelpaze

Prof. Dr. Güngör, trigeminal nevralji için çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve her hastaya özel bir yaklaşım gerektiğini ifade etti:

  • İlaç Tedavisi: Genellikle antiepileptik ilaçlarla ağrı kontrolü sağlanır. Ancak bu ilaçlar zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkileri tolere edilemez hale gelebilir.
  • Girişimsel Tedaviler (Radyofrekans): Cerrahiye uygun olmayan hastalar için etkili bir yöntemdir. İnce bir iğneyle sinire ulaşılır ve ağrı ileten lifler özel ısı tekniğiyle devre dışı bırakılır.
  • Cerrahi Tedavi (Mikrovasküler Dekompresyon): Bu yöntem, trigeminal nevralji tedavisinde altın standart olarak kabul edilir. Sinire baskı yapan damar mikroskop altında ayrılır. Genellikle retrosigmoid yaklaşımla yapılan bu işlem, günümüzdeki bilgi birikimi, ileri görüntüleme teknikleri ve mikroskobik cerrahi deneyimi sayesinde yüksek başarı oranlarına sahiptir.

Prof. Dr. Güngör, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi teknik ve kişiye özel planlama ile çok yüksek başarı oranlarına ulaşılabileceğinin altını çizerek, hastaya gerçekçi bilgi vermenin hekimlik sorumluluğu olduğunu ekledi.

İlginizi Çekebilecek Haberlerimiz

Aşağıya kaydırmaya devam edin...