Kayseri Develi Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında, tutuklu sanık İ.K., mağdur C.A. ve taraf avukatları hazır bulundu. Sanık İ.K. savunmasında suçsuz olduğunu belirterek tahliyesini ve beraatini talep etti. Sanık avukatları da mağdurun beyanlarındaki çelişkiler ve somut delil yetersizliği gerekçesiyle müvekkillerinin beraatini istedi.

"İyi Hal" İndirimiyle 8 Yıl 4 Ay Hapis

Mahkeme heyeti, sanık İ.K.'yı "Çocuğun cinsel istismarı" suçundan önce 10 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ancak daha sonra uygulanan "iyi hal" indirimiyle bu ceza 8 yıl 4 aya düşürüldü. Sanık hakkında "Dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs etme" suçundan ise delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verildi.

Mağdur C.A.'nın Korkunç İddiaları

Mağdur C.A., girdiği bunalımdan dolayı dayısının arkadaşının önerisiyle "hoca" olarak tanıtılan İ.K.'ya gittiğini belirtti. İ.K.'nın kendisine "İçinde şu an 5 tane cin var. 2'si hamile 3’ü de vücudunda geziyor" dediğini aktaran C.A., yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Elimin içine bazı işaretler çizdi. Sırtımı açmamı istedi. Neden böyle yaptığını sorduğumda ise 'Benim işime karışma' diyerek tersledi. Para ile vereceği kolyeyi takmazsam, cinler bize musallat olurmuş. Babamlara da bana inanmamalarını söylemiş. 'Onun söylediği şeyler yalan, ona bunları içindeki cinler söyletiyor' demiş. Ailem de bu yüzden bana inanmıyordu. Tedavi ederken kapı kapalıydı. Çıkmak istedim ama beni çıkarmadı."

Olay Nasıl Ortaya Çıkmıştı?

Olay, 2024 yılında Kayseri'nin Yahyalı ilçesinde yaşandı. C.A., dayısının arkadaşının önerisiyle kendisini "hoca" olarak tanıtan İ.K.'nın evine gitti. İddialara göre, İ.K., C.A.'yı kimsenin bulunmadığı bir odaya alarak, cin çıkarma bahanesiyle cinsel istismarda bulundu.

C.A.'nın yaşadıklarını okulda rehberlik öğretmenine anlatmasının ardından tutulan tutanak sonrası İ.K. gözaltına alınarak tutuklandı. Develi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. İddianamede İ.K. hakkında, "Çocuğun cinsel istismarı" ve "Dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs etme" suçlarından dava açılmıştı.

Bu karar, dini inançları ve hassasiyetleri kullanarak istismara zemin hazırlayan kişilere karşı verilen önemli bir mesaj niteliği taşıyor.