Türkiye'de Evlenme Çağında Olup Hiç Evlenmeyenlerin Sayısı 19.5 Milyonu Aştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, evlenme çağında olan ancak hiç evlenmemiş kişilerin sayısı son dönemde rekor seviyelere ulaştı. Ülkenin nüfus dinamiklerinde önemli bir değişim olarak değerlendirilen bu rakam, toplumsal yaşam tarzları ve aile yapısındaki dönüşümü de gözler önüne seriyor.

Evlenmeyi Tercih Etmeyenlerin Artan Sayısı

TÜİK'in açıkladığı verilere göre, Türkiye genelinde evlenme çağında olup hiç evlenmeyenlerin sayısı 19.485.977 oldu. Bu rakam, özellikle genç nüfusun artan oranda evliliği geciktirdiği veya tercih etmediği bir eğilimin göstergesi olarak yorumlanıyor.

Ülkemizde evlenme çağı, kadınlar için 18 yaş, erkekler için ise 21 yaş olarak kabul ediliyor. Ancak bu yaş aralığında veya daha sonrasında bile evlenmeyi tercih etmeyenlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Uzmanlar, bu durumun ardında sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlerin birleştiğini belirtiyor.

Ekonomik Koşulların Etkisi

Evlenmeyi tercih etmeme eğilimindeki artışın en büyük nedenlerinden biri, ekonomik koşulların zorlaşması olarak görülüyor. Özellikle son yıllarda artan yaşam maliyetleri, konut kirası ve evlilik masrafları, birçok gencin evlilik kararı almasını engelliyor.

Bir ekonomi uzmanı, 'Günümüzde evlilik, yalnızca duygusal bir birliktelik değil aynı zamanda ekonomik bir yatırım olarak görülüyor. Gençler, işsizlik, düşük gelir ve istikrarsız yaşam koşulları nedeniyle evliliği riskli bulabiliyor,' diyor.

Ayrıca, evlenmek için gerekli olan konut sahibi olma hedefi de giderek zorlaşıyor. Konut fiyatlarının aşırı yükselmesi, birçok çiftin evlilik planlarını rafa kaldırmalarına neden oluyor.

Toplumsal Değişim ve Bireyselcilik

Evlilik oranlarındaki düşüş, yalnızca ekonomik faktörlerle açıklanamıyor. Toplumsal değerlerde yaşanan değişim de bu eğilime katkı sağlıyor. Özellikle genç nesiller arasında bireyselcilik anlayışı güçlenirken, evlilik artık 'mutlaka yapılması gereken' bir adım olarak görülmemeye başladı.

Kadınların eğitim seviyelerinin artması ve iş hayatına daha fazla katılım sağlaması da bu değişimin önemli bir parçası. Kadınlar, kariyerlerini geliştirmek ve kişisel hedeflerine odaklanmak için evliliği geciktiriyor veya tercih etmiyor. Bir sosyolog, 'Kadınların toplumdaki rolü değişiyor. Evlilik artık mutluluğun tek garantisi olarak görülmediği gibi, bağımsız yaşam tarzları da yaygınlaşıyor,' diye konuştu.

Yaşam Tarzlarının Dönüşümü

Modernleşme ve küreselleşme ile birlikte yaşam tarzlarının değişmesi de evlenme oranlarını etkiliyor. İnsanlar, evlilik yerine arkadaşlık, ortak yaşam veya bekrlık gibi alternatif yaşam biçimlerini deniyor. Ayrıca, teknolojinin gelişmesi ve sosyal medya platformlarının yaygınlaşması, insanların sosyal ilişkilerini kurma ve sürdürme şekillerini de değiştirdi.

Bazı analistler, 'Geleneksel aile yapısının yerini daha esnek ve modern yaşam modelleri alıyor. Bu da evlenme oranlarının düşmesine neden oluyor,' diyor.