Bugünün Haberi
20 Temmuz 2025, 15:17
8
(Güncellendi: 20 Temmuz 2025, 15:17)

Şifreli Mesajla Başladı, Katliam ve Zaferle Bitti: Kıbrıs Harekâtında Bilinmeyen Gerçekler!

20 Temmuz 1974’te başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı’nın perde arkası hâlâ bilinmeyenlerle dolu. Darbe planları, katliamlar ve şehit komutanların gölgesinde zafere uzanan yol... Detaylar, belgeler ve tarihe geçen anlar haberimizde!
Şifreli Mesajla Başladı, Katliam ve Zaferle Bitti: Kıbrıs Harekâtında Bilinmeyen Gerçekler!
PAYLAŞ

20 Temmuz 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekâtı, 51. yılında hâlâ birçok yönüyle tartışılıyor. Harekâtın perde arkasında, 13 Temmuz’da son hâline getirilen “Afrodit-3” darbe planı, Yunan Alayı’nın başındaki Tümgeneral Georgitsis ve darbenin tetikleyicisi Nikos Sampson gibi isimlerin kritik rolü bulunuyordu. “Aleksandros hastaneye kaldırıldı” parolasıyla başlatılan darbeyle, Rum ve Yunan cuntası, Ada’yı Yunanistan’a bağlamak üzere harekete geçti. Türkiye’nin garantörlük hakkını kullanarak başlattığı harekât; ilk kez büyük çaplı bir amfibi ve havadan indirme operasyonu içermesiyle de askeri tarihimiz açısından önem taşıyor. Operasyonun ilk günlerinde yaşanan zorluklara rağmen Türk askeri, hem denizden çıkarma hem de havadan indirme görevlerini başarıyla gerçekleştirdi.

Harekâtın Gölgesindeki Katliamlar ve Tarihe Geçen Anlar

Kıbrıs’ta yürütülen harekât sırasında mücahitlerin savunduğu stratejik tepeler, Rum komandolar tarafından aldatma yöntemiyle ele geçirildi. Beşparmak Dağları’ndaki Doğruyol Tepe baskınında 26 Türk mücahit uçurumdan atılarak şehit edildi, Ataktepe İstasyonu düşürüldü, iletişim kesildi. Aynı gece 50. Piyade Alayı Komutanı Albay Halil İbrahim Karaoğlanoğlu ve üst düzey subaylar geri tepmesiz top mermisiyle şehit oldu. Tüm bunlara rağmen sabaha karşı havalanan Türk savaş uçaklarının bombardımanıyla Türk birlikleri üstünlük sağladı. “Ayşe tatile çıksın” şifresiyle başlatılan ikinci harekât ise 14 Ağustos’ta gerçekleşti ve kalıcı askeri başarıyı perçinledi. Bugün, Doğu Akdeniz’deki gerilimlerin, enerji politikalarının ve Kıbrıs’taki çözümsüzlüğün gölgesinde, bu tarihi dönüm noktasına ilgi ise hâlâ yüzeysel kalıyor.