Abebe Bikila Çıplak Ayaklı Olimpiyat Efsanesi mi?
Çıplak Ayakla Olimpiyat Şampiyonu Olan Etiyopyalı Efsane Atlet: Abebe Bikila 1960 Roma Olimpiyatları'nda, Etiyopyalı Abebe Bikila çıplak ayakla maraton koşarak altın madalya kazandı. Bu zaferiyle, Olimpiyat tarihine geçen ilk siyah Afrikalı oldu.
7 Ağustos 1932'de Etiyopya'nın Jato kasabasında dünyaya gelen Abebe Bikila, ailesinin geçimini sağlamak için çocuk yaşta çobanlık yaptı. Öğrencilik yıllarında başarılı bir Gena (Etiyopya'ya özgü bir tür hokey) oyuncusu olarak dikkat çeken Bikila'nın hayatı, 1952 yılında İmparatorluk Muhafızlığı'na alınmasıyla yeni bir yön kazandı. 1954'te Yewibdar W/Giorghis ile evlenen ve dört çocuk babası olan Abebe, İmparatorluk Muhafızlığı'ndaki görevinin yanı sıra atletizm yeteneğini de geliştirmeye başladı.
Melbourne 1956 Olimpiyatları'na hazırlanan Etiyopyalı atletleri gördüğü gün, onlardan biri olma hayali kuran Abebe, kısa sürede bu hayaline ulaşmak için çalışmalara başladı. 1956'da ordu takımının seçmelerinde, o güne kadar geçilmez olarak kabul edilen Wami Biratu'yu geride bırakmakla kalmayıp, Biratu'ya ait 5000 ve 10000 metre rekorlarını da kırarak Roma Olimpiyatları'na gitmeye hak kazandı.
Roma'da Çıplak Ayakla Yazılan Tarih: Bir Ulusun Gururu
1960 Roma Olimpiyatları'nda Abebe Bikila'nın maraton koşusuna çıplak ayakla katılması büyük bir sürpriz oldu. Ancak bu tercih, sadece kişisel bir tercih olmanın ötesinde derin bir anlam taşıyordu. Yarışı yeni bir dünya rekoruyla (2:16:2 - bazı kaynaklara göre 2:15:16) tamamlayarak altın madalyaya uzanan Bikila, zaferin ardından neden çıplak ayakla koştuğu sorusuna şu unutulmaz cevabı verdi: "Ülkem Etiyopya'nın her zaman kararlılık ve kahramanlıkla kazandığını tüm dünyanın bilmesini istedim." Bu sözler, sadece bir atletin başarısını değil, aynı zamanda bir ulusun gururunu ve direncini de simgeliyordu.
Tokyo'da Ameliyat Sonrası Gelen İkinci Altın Madalya: İnanılmaz Bir Geri Dönüş
Abebe Bikila'nın ünü, Roma'daki zaferinin ardından tüm dünyaya yayıldı. Dört yıl sonraki Tokyo 1964 Olimpiyatları öncesinde ise talihsiz bir olay yaşadı. Olimpiyatlara sadece altı hafta kala apandisit ameliyatı geçiren Bikila'nın olimpiyatlara katılması bile mucize olarak görülüyordu. Ancak o, ameliyatın üzerinden kısa bir süre geçmesine rağmen inanılmaz bir performans sergileyerek 2:12:11'lik yeni bir dünya rekoruyla maratonu bir kez daha zirvede tamamladı. Bu zafer, onun sadece yetenekli bir atlet değil, aynı zamanda inanılmaz bir azim ve mücadele ruhuna sahip bir sporcu olduğunu da tüm dünyaya kanıtladı. Üst üste iki olimpiyat maratonunu kazanan ilk atlet olarak tarihe geçti.
Talihsiz Kaza ve Tekerlekli Sandalyede de Devam Eden Mücadele
1968 Meksiko Olimpiyatları'nda sağlık sorunları nedeniyle 15. kilometrede yarışı bırakmak zorunda kalan Abebe Bikila'nın hayatı, aynı yıl geçirdiği talihsiz bir trafik kazasıyla trajik bir döneme girdi. Kazada belden aşağısı felç olan Bikila, ömrünün geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda kaldı. Ancak onun mücadeleci ruhu pes etmesine izin vermedi. Tekerlekli sandalyede olmasına rağmen birçok yarışa katılan Bikila, 1970 yılında Norveç'te düzenlenen uluslararası bir turnuvada 25 kilometrelik kızak yarışında ülkesine bir altın madalya daha kazandırdı. Kızı Tsige Abebe'nin anlattığına göre, bu dönemde okçuluk da öğrenerek hayata tutunmaya çalıştı.
Bir Efsanenin Mirası ve Sanattaki Yansımaları
Abebe Bikila, 25 Ekim 1973'te geçirdiği beyin kanaması sonucu hayata veda etti. Ancak onun ilham veren hikayesi ve spora bıraktığı unutulmaz miras yaşamaya devam ediyor. Bikila'nın hayatı ve başarıları, Kon Ichikawa'nın yönettiği "Tokyo Orimpikku" (1965) adlı belgesel ve John Schlesinger'ın yönettiği, Dustin Hoffman'ın başrolünde yer aldığı "Marathon Man" (1976) adlı filmde ölümsüzleştirildi. Hatta "Marathon Man" filmi, Abebe Bikila'nın Roma Olimpiyatları'nı kazandığı koşunun görüntüleriyle başlamaktadır.
Ayrıca, onun anısını yaşatmak ve spora katkılarını onurlandırmak amacıyla her yıl "The Abebe Bikila Award" adıyla bir ödül verilmektedir. Abebe Bikila, sadece bir olimpiyat şampiyonu değil, aynı zamanda azmin, kararlılığın ve imkansızlıkların üstesinden gelmenin sembolü olarak daima hatırlanacaktır.
Bakmadan Geçme
